Basın ve 28 Şubat ilişkisi sık sık altı çizilen bir ilişkidir.
Son Yeni Şafak sayfalarında yer buldu. Bu konu üzerine o günlerde
sıcağı sıcağına kaleme alınmış bir 18 yıllık yazıyı, 2 Ocak 1997
tarihli yazımı dikkatinize sunmak isterim. Bir yazar tanıklığı
diyelim...
***
Anımsayalım...
24 Aralık seçimleri ile RP'nin siyasi denklemde tayin edici bir
konuma yükselmesi, askerî otorite ile sivil otorite arasındaki
ilişkilerin yeniden bir çatışma ilişkisine dönmesine ve asıl
önemlisi buna paralel olarak sistem üzerindeki askerî vesayet
halinin artmasına yol açtı. Askerî otorite dolaylı etkinlik yerine,
doğrudan etkinliğe yöneldi:
MGK'dan sonra Genelkurmay Başkanlığı, özellikle dış politika
konusunda siyaset üretimine doğrudan katılmaya başladı; silahlanma
ve kaynak mobilize etme konusunda sivil iktidarı aradan çıkaran
doğrudan girişimler kendisini göstermeye başladı; asker istemediği
aktörlere doğrudan çatışma içine girdi; istihbarat, yayın, basın
gibi unsurlar üzerinde doğrudan müdahaleleri ön plana çıktı; zaman
zaman hikmet-i hükümet çerçevesinde parlamenterin faaliyetlerini
denetim altına almaya yöneldi, bir siyasi parti gibi kamuoyu
oluşturmaya soyundu ve iktidarı karşısına aldı