AK Parti'nin kritik kongrelerinden birisi yapılıyor. Erdoğan'sız
bu ikinci kongre öncesi, Binali Yıldırım için teşkilatlarla imza
toplanması girişimi, merkez yönetim kurulu listesi üzerinde farklı
beklentiler ve tartışmalar bu kongreyi parti içi tartışmalar
açısından da ilginç hale getirdi.
Ancak asıl önemli olan şüphe yok ki seçim kampanyası öncesi bu
kongrenin genel başkanıyla, yönetim ve siyaset anlayışıyla
kendisine vereceği mesajlardır.
Türkiye 2002'den bu yana AK Parti iktidarı gerçeğiyle yaşıyor.
13 yıl, uzun bir süre...
Kaçınılmaz olarak ülkenin, iktidar partisinin ve onun etrafındaki
ittifakların yaşadığı değişim ve dönüşümleri içeren bir süre...
Bu açıdan iç içe giren ve biribirini takip eden üç ayrı dönemden
söz etmek mümkün. AK Parti 2002'de başlayan 2007'ye kadar giden
dönemde devlet dokusunu reforme eden değişim politikaları izledi.
Bu politikalar, reformcu ve özgürlükçü olduğu ölçüde ve genel
toplumsal beklentileri kuşattığı oranda doğal olarak AK Parti'nin
kendisini ve İslami, muhafazakar kesimi aşan bir destek buldu. Bu
desteğin 2007'de asker ve değişime direnç karşısında yüzde 47'lik
bir oya döndüğünü de gördük.