Katar’dan istenen, ‘terör örgütü’ dedikleri Hamas ve Müslüman
Kardeşler’e desteği kesmesi...
Körfez ülkelerinden ayrı politikalar izleyerek ‘hainlik’ yapmayı
bırakması...
Kendi başına kararlar almaması ve başına buyruk hareket
etmemesi...
Medya özgürlüğü maskesi altında... Demokrasi ve serbest tartışma
gibi ‘terörist’ fikirleri halklara aşılayarak... Muhalefeti
ayartıcı yayınlar yapan El Cezire televizyonu ve benzeri ‘fitne,
terör, ihanet’ odaklarını kapatması...
AMAÇ KATAR’I USLANDIRMAK
Filistin ve Mısır’a zarar verdiği için, Hamas ve İhvan
politikalarının değişmesi gerekiyormuş. Bunu başka türlü
anlatamadıkları için çökmüşler üstüne.
Değilse, Katar’a zarar vermeyi asla arzu etmezlermiş.
Talepleri yerine getirilirse bitecek, Katar’la sütliman iyi
geçinecekler.
Yani Emir Al Tani’yi tepelemek, devirmek ya da Katar’ı işgal etmek
filan değil plan.
Bölüp parçalayıp petrol ve doğalgaz yataklarını aralarında
paylaşmak, komşuyu sömürgeleştirmek akıllarından geçmiyor.
El Cubeyr, sağduyu ve mantığın sonunda ağır basacağına ve Katar’ın
aklını başına toplayarak hatalarından döneceğine inanıyor.
TÜRKİYE İÇİN ÖNEMİ NE?
Katar’a en yakın bölgesel politikayı kim izliyor? Türkiye.
Katar’la paslaşma içinde, Hamas ve İhvan’la en sıkı dayanışmayı kim
sergiliyor? Türkiye.
Suriye’de, Katar’la birlikte kim hareket ediyor? Yine Türkiye.
Bu durumda sıranın bize gelmeyeceğinden nasıl mı emin
olabiliriz?
Bir defa, bunun yanlış ve yersiz bir endişe olduğunu bilerek.
Paranoya kaşımaktan, komplocu korkuları azdırmaktan başka hiçbir
anlamı yok.
Katar’ı bölüp parçalama hesabı yapmayan sözüm ona emperyalist güç
odakları, bizi bölüp parçalayarak ne elde edecek? Yağmalanacak
doğalgazımız, talan edilecek petrolümüz mü var?
İsteseler isteseler, en fazla bizden de bazı politikalarımızı
değiştirmemizi isterler.
KRALLARIN TAHT KAVGASI
Deklare edilen amaç, spekükasyona mahal bırakmayacak kadar
aşikâr...
Emir’in kafasına göre takılma inadını kırmak, Arap Baharı
politikalarını çökertmek istiyorlar.
Mısır’da Müslüman Kardeşler’e vurulan Sisi darbesini tamamlama,
Arap Baharı’nı püskürten karşı devrim sürecini nihai bir sonuca
erdirme peşindeler.
Trump; güya teröre ve radikal ideolojilere finans desteğini
kurutsunlar diye Suudilere yol verirken.... Radikallikte
Vahhabilikle selefiliğin eline Müslüman Kardeşler’in su bile
dökemeyeceğini bilmez mi?
Dertleri, Körfez monarşilerinin tahtını sallayan serbestleşme
rüzgârlarını kesin bir zaferle terse çevirmek, tehlikeyi geri
dönülmez biçimde savuşturmak.
Başarırlarsa... Önce Körfez’de, sonra da Arap dünyası ve İslam
âleminde patronun kim olduğunu dosta, düşmana göstermiş
olacaklar.
Krallar, sultanlar ve emirler arasında bir iç iktidar kavgasına...
Bir asi evladı terbiye, bir isyan bastırma, bir aykırı sesleri
susturup teksesleştirme, bir dış politikaları tektipleştirme
müdahalesine benziyor.
İbretiâlem için Katar’a diz çöktürüp ıhtıracaklar.
Katar’ı ıhtırdıklarında zaten artık sana, bana ayrıca bir şey
yapmaları gerekmeyecek.
Mesajı alacak kadar akla sahip olduğumuzu varsayacaklar.
YERİMİZ NERESİ, TARAFIMIZ HANGİSİ?
‘Katar’a bunu yapan bize neler yapmaz’ diye illa bir kaygı
duyacaksak, asıl şurada duyalım...
Tahtları sarsıldığında, çıkarları tehlikeye girdiğinde ne din
kardeşliği ne ümmet birliği tanıyorlar.
Menfaatleri çatıştığında ne Arap Birliği kalıyor ne kan akraba
kavmiyetçiliği...
‘Batı bloğu Trump’la çatırdıyor, NATO bitti’ diyerek İslam ordusu,
İslam NATO’su kurmaya bel bağlayanlar...
Arap Birliği’ndeki Katar çatlağı mı daha derin, Avrupa
Birliği’ndeki İngiliz, NATO’daki Trump çatlağı mı?
Hangi ittifak daha sağlam? Ve ihtilaflarınızı, görüş
ayrılıklarınızı hangisinin yöntemleriyle çözmek isterdiniz? Ona
göre seçin yerinizin kimin yanı olduğunu.