KAÇ kişiler, hangi saikle oy verdiler, HDP'den bir talep ve beklentileri olduğu için mi, yoksa sırf Erdoğan karşıtlığı yüzünden mi? Tartışmaya açık...
Eldeki tek veri, asker ve polis lojmanlarındaki kimi sandık
sonuçları. Alt kırımlarının sağlamasını yapma imkânından
yoksunuz.
Ama Selahattin Demirtaş kendini onlara karşı da borçlu hissediyorsa
ne âlâ.
Dilinin ucuyla değil kalpten inanarak söyledikten sonra ha
doğrulanmış ha doğrulanamamış, neyi değiştirir?
'Hayır, asker ve polis ailelerinin eli sana oy vermeye gitmez,
veren de paralelci maralelcidir, sana sevgisinden değil Erdoğan'a
kininden vermiştir, tepki ve nefret oylarıdır onlar, kendine mal
etme' diye yanlışlamaya uğraşmanın manası var mı?
Neye sayarsan say, kimin hanesine yazarsan yaz, HDP'nin asker ve
polis aileleriyle bir bağ kurması, onlara karşı da siyasi ve ahlaki
bir taahhüt altına girmesi, sorumluluk duyması, oylarını helal
ettirmek istemesi iyi bir şeydir. Hem de çok iyi...
Şahsen ben önünü arkasını sorgulamam. Yeter ki milli iradeyi
oluşturan toplam seçmenin yüzde 13'ünün teveccühüne şu ya da bu
nedenle mazhar olmuş bir parti, terörle mücadele eden askeri,
polisi düşmanlaştırıp terörü masumlaştırmasın.
* * *
Çarşamba günü Diyarbakır'daki konuşmasında şehit ailelerine şöyle
sesleniyordu Demirtaş:
"Bize batıdan polis, asker aileleri de oy verdi bunu biliyoruz.
Şimdi onların çocukları yaşamını yitiriyor. Biz hepsine karşı
borçluyuz, barış getirmekle savaşı durdurmakla mükellefiz..."
Bu bilginin sıhhatini sorgulamak yersiz. Dilerim doğrudur. Dilerim
çatışmayı durdurmak için, silahlı mücadelenin karşısına silahsız
mücadeleyi koymak için bugüne kadar oynayamadığı rolü, bundan sonra
oynar HDP...