Basın özgürlüğü pek mühim bir değerimizdir

Anadolu Ajansı iki gün önce Suriye'nin kuzeyinde konuşlanan ABD güçleri ve Fransız özel kuvvetleri ile ilgili bir haber yaptı. Kıyamet koptu. Pentagon rahatsızlığını dile getirdi. Wall Street Journal, Washington Post...

Anadolu Ajansı iki gün önce Suriye'nin kuzeyinde konuşlanan ABD güçleri ve Fransız özel kuvvetleri ile ilgili bir haber yaptı.
Kıyamet koptu.
Pentagon rahatsızlığını dile getirdi. Wall Street Journal, Washington Post, CNN, Associated Press yeri göğü inletti.
Bu "haber"in Amerikan askerlerinin güvenliğini tehdit ettiğinden söz ettiler.
Sorumlu habercilikten dem vurdular.
Bu haberi Türkiye-ABD arasında "uzun süredir devam etmekte olan gerginliğin" ifadesi olarak değerlendirdiler.
Hiçbir ABD'li yetkili yahut medya kuruluşu "bu haber basın özgürlüğü kapsamına girer" demedi.
Sonuçta "haber, haberdir" diye ahkâm kesmedi.
Haberin arkasındaki ideolojik perspektifi, siyasal motivasyonu araştırma derdine düştü.
Şimdi sormazsak olmaz.
Can Dündar, Fetullahçı Terör Örgütü'nün talimatıyla Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için "Türkiye, DEAŞ'a silah gönderiyor" diye düzmece bir haber yaptığında onu babam mı kahraman ilan etti?
Yoksa şimdi "sorumlu habercilik"ten, "askerlerin güvenliği"nden, "ABD'nin çıkarları"ndan bahseden Batılı medya kuruluşları mı?
Can Dündar'ın yargılanma sürecini kim sabote etti?
Kimler kaçırdı Can Dündar'ı yurtdışına?
Kimlerin talimatıyla Can Dündar Almanya'da korumaya alındı?
Batılı büyükelçiler, konsoloslar değil miydi, Can Dündar'la selfie çekilmek için kuyruğa giren?
Bir "yalan haber" üzerinden "basın özgürlüğü" retoriğini devreye sokup Türkiye'yi ve onun liderini karalamaya çalıştılar.
Anadolu Ajansı'nın yaptığı, haber; Can Dündar'ın yaptığı ise, yalan haber.
Habere "güvenlik tehdidi" de, yalan habere "özgür basının sesi!"
Oldu mu şimdi?
Olmadı!
Peki bu kimsenin umurunda mı?
Değil!
Önemli olan bu sert mücadelede ayakta kalmak, yarını görmek.
Biz buna "beka sorunu" diyoruz.
Hani bir grup sureti haktan görünen AKP'linin "Türkiye'nin böyle bir sorunu mu varmış" diye alaya aldığı "beka sorunu."
Bir de bunlar bu lafı 15 Temmuz'dan sonra ettiler, iyi mi?
Tam da 16 Nisan referandumuna doğru giderken.
Bunların kimlerle işbirliği halinde olduğunu şimdi daha net biçimde görüyoruz.
Amaç, Türkiye'nin haklı mücadelesini gölgelemek.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti 25 Temmuz 2018 | 7.771 Okunma Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet 23 Temmuz 2018 | 5.906 Okunma İsrail’in tehlikeli oyunu 21 Temmuz 2018 | 4.747 Okunma Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil 19 Temmuz 2018 | 4.800 Okunma Hesaplaşmamız sürmeli 18 Temmuz 2018 | 6.286 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar