Dijital yalanlar

TÜRKİYE bir çelişkiler ülkesi... Lafta herkes sonuna kadar vatansever. Ama internet üzerinden kayıt dışı yayın yapan, devlete tek kuruş vergi ödemeyen dijital platformlara getirilen denetim niyeyse birilerini fena halde...

TÜRKİYE bir çelişkiler ülkesi...
Lafta herkes sonuna kadar vatansever. Ama internet üzerinden kayıt dışı yayın yapan, devlete tek kuruş vergi ödemeyen dijital platformlara getirilen denetim niyeyse birilerini fena halde rahatsız ediyor.
Şu sıralar kendilerini sadece içtikleri alkol ve sigara üzerinden ifade eden bazı arkadaşlar Netflix'te yayınlanan dizilerde Ermeni lobisinin 'sözde soykırım' tezinin hararetle savunulmasından hiç rahatsız olmuyor. Aynı şekilde FETÖ propagandası yapılmasını da umursamıyorlar.
Henüz gelişme çağındaki çocuk ve gençlerin o dizilerdeki eşcinsel ilişki ve pedofiliyi olumlayan sahnelerden nasıl etkileneceği konusu gündemlerinde bile değil.
"İstemeyen izlemesin" deyip buzlu içkilerini yudumlamaya devam ediyorlar. Onlara göre internet üzerinden yayın yapan televizyonların RTÜK tarafından denetlenmesi 'sansür' anlamına geliyor.
Acaba gerçekten öyle mi? RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin "Yapılan eleştiriler iyi niyetli değil" diyerek getirilen düzenlemenin sansür olmadığını vurguluyor. Üstelik içeride bir bardak suda fırtına koparanların tersine RTÜK ve bu platformlar arasında yürütülen görüşmelerde de tam bir uyum söz konusu.
Yani birilerinin cansiperane savundukları Netflix'in de çıkarılan yönetmeliğe bir itirazı yok. Çünkü Netflix de biliyor ki; Türkiye egemen bir devlet olarak yapması gerekeni yapıyor. Kendi ulusal çıkarlarını hukuki açıdan garanti altına alıyor.
Kimse endişe etmesin; Netflix bu yönetmelik çıktı diye Türkiye'den çekilmez. 80 milyonluk bir pazarı asla terk etmeyeceklerdir. Geleneksel televizyonlar nasıl devlete vergi ödüyorsa onlar da öder, işlerine devam ederler. Mesele bu kadar basit...
Kültür emperyalizminin günümüzde adeta bir koçbaşı gibi kullandığı dijital platformlara getirilen denetimi "İnternete sansür geldi" yalanıyla eleştirenler de bu gerçekleri en az bizim kadar biliyor. Ama onların derdi başka.
Kimi Netflix'e film satma derdinde, kimi kaybolan popülaritesini "Sansüre direnen sanatçı" maskesiyle yeniden artırma peşinde.
Onların 'tamamen duygusal' kaygılarla aldıkları pozisyonun bu saatten sonra bir önemi yok. Türkiye bu düzenleme ile bir taşla birden fazla kuş vurdu.
Milyarlarca dolarlık gelir elde eden dijital platformlara bir hukuk devleti olduğunu gösterdi. Üstüne gençlerini, çocuklarını zararlı içeriklerden koruma noktasında dev bir adım attı.
Bunu hazmedemeyen komiklere tavsiyem biraz da buzlu soda içmeleri olacak. Faydasını mutlaka göreceklerdir.
İNCE'NİN OY ORANI
Optimar'ın "Türkiye'nin Nabzı" araştırmasında ilginç sonuçlar var.
Vatandaşların yüzde 67'7'si yeni bir partiye gerek olmadığını düşünüyor.
Yarın bir seçim olsa kimi aklı evvellerin "Hikayesi bitti" dedikleri AK Parti'nin taban oyu yüzde 41.8.
CHP her zamanki gibi yüzde 25 bandında. MHP 11, İyi Parti 10, HDP 9.5 puanda.
Tarihinin en dezavantajlı seçiminde büyükşehirleri kaybeden AK Parti, her şeye rağmen açık ara birinci parti.
Optimar araştırmasında parti kuracakları söylenen Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu da vatandaşa sorulmuş. Bu ikilinin yanına Muharrem İnce'yi de eklemişler. İlginçtir, Babacan ve Davutoğlu'na oy verebileceklerini söyleyenlerin oranı yüzde 16'da kalmış.
"Muharrem İnce'ye oy veririm" diyenlerin oranı ise yüzde 24.6!
CHP yönetimi 2020'deki kurultayda İnce'yi yok saymaya devam ederse CHP'de bir ayrışma kaçınılmaz görünüyor.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Medeni dünya Bodrum’daki villaya ne diyecek? 26 Mart 2024 | 1.715 Okunma AYM’de kimin dediği oldu? 22 Mart 2024 | 3.794 Okunma İmamoğlu ve Yavaş’ın yeni partileri 19 Mart 2024 | 2.818 Okunma Sakın uyuma Ankara sakın uyuma Yenimahalle 15 Mart 2024 | 2.151 Okunma Paradan kule yapan adamların hikayesi 12 Mart 2024 | 1.426 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar