‘Dünya, ölünün başucunda açık kalmış bir
Ramazan geldi geçti, biz hala dünya işleriyle ‘lebaleb’iz. ‘Leb’ bilirsiniz, dudak. ‘Lebaleb’in anlamı, ‘dudak dudağa’ olması lazım. Ama kullanırken, ‘dudağına kadar’ anlamına...
Ramazan geldi geçti, biz hala dünya işleriyle ‘lebaleb’iz. ‘Leb’ bilirsiniz, dudak. ‘Lebaleb’in anlamı, ‘dudak dudağa’ olması lazım. Ama kullanırken, ‘dudağına kadar’ anlamına kullanıyoruz. Bir şeyin, ağzına kadar dolu olmasını ifade ediyor. Belki, bardak, fincan, kadeh, dudağa yakın olduğundan içinde ‘leb’ olan bir kelime denk düşmüştür. Bunu yazdım ya, şüphelendim. Anlayan birine sormak istedim. Eski Türkçe’yi en iyi bilen arkadaşım Mustafa Yılmaz. Ona sordum.
Bu kafadan sivil anayasa çıkmaz
26 Nisan 2024 | 13 Okunma
Gazze sualinden kimse kurtulamaz
24 Nisan 2024 | 213 Okunma
Diyanet kendi işverenini nasıl tenkit etsin?
22 Nisan 2024 | 931 Okunma
Şimşek de müteahhitlere kıyamıyor
19 Nisan 2024 | 383 Okunma
Millet CHP’ye CHP muamelesi yapmadı
17 Nisan 2024 | 997 Okunma
TÜM YAZILARI