Cemaatler lağvedilse olur mu?
Ecnebiler’ milletin canına kast etmişti. ‘Ecnebiler’ kelimesi memleketimize kurulan tuzakların ‘harici’ menşeini çağrıştırabilir. Çağrıştırmasında bir sakınca...
Ecnebiler’ milletin canına kast etmişti. ‘Ecnebiler’ kelimesi memleketimize kurulan tuzakların ‘harici’ menşeini çağrıştırabilir. Çağrıştırmasında bir sakınca yok. Fakat, dünyayı ele geçirmeye çalışan başka gezegenlerden gelme ‘yaratık’ların bilim-kurgusal hikayelerini anlatan filmlerdeki ‘yabancı’ları da çağrıştırsın isterim.
İnsana dönüşebilen, beraber yürürken birdenbire fosforlu dişlerini, kuyu gibi karanlık gözlerini, uzun, metal tırnaklı ellerini farkettiğiniz ‘ecnebi’leri…
Büyük badire atlattık.
Sütten ağzımız yandı.
Sadece ağzımız yanmadı, zehirlendik.
Şimdi, şifa bulmak için tabir caizse midemizi yıkatmaya çalışıyoruz.
‘Atalarımız’ın söylediğine göre, sütten ağzı yanan ne yapar?
(Bu arada ‘atalarımız’ hemen her konuda en az bir negatif, bir pozitif söz söylemişlerdir. Bu yüzden ‘atalarımız’ın sözlerinde ihtiyat payı bırakmak faydadan hali değildir.)
‘Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.’
Ağzımızı yakan, dimağımızı zehirleyen ‘süt’ cemaat kılığındaydı.
Ne olacak şimdi?
Cemaatleri lağvetmemiz mi gerekiyor?
Bu soruya ‘evet’ cevabı vermek isteyenler çoktur, bunu tahmin edebiliriz.
Fakat, ‘evet’ demek herhangi bir netice hasıl etmez.
İnsanlar arasında sivil oluşumlar, tarikatlar, cemaatler, gruplar var olmaya devam eder.