Türkiye’nin, Batı’yla ve kendi ruhuyla imtihanı

Türkiye, Tanzimat’la yönünü, Meşrutiyet’le ve Cumhuriyet’le yörüngesini yitirdi. Özal’lı yıllardan itibarense ruhunu yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Türkiye’nin ruhunu yitirme...

Türkiye, Tanzimat’la yönünü, Meşrutiyet’le ve Cumhuriyet’le yörüngesini yitirdi. Özal’lı yıllardan itibarense ruhunu yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Türkiye’nin ruhunu yitirme tehlikesinin arka planını, boyutlarını ve sonuçlarını tartışacağım bu yazıda.

Türkiye’nin iki asırlık Batılılaşma tecrübesini bir de başka bir açıdan okumayı denemek isterim. Bu iki okuma biçimi görünüşte zıt gibi görünse de gerçekte bakılan yere göre değişen manzara hikâyesi bu.

Buna göre, Osmanlı modernleşmesi, Tanzimat süreci, reaksiyoner de olsa, bir anlamda, modernliğin meydan okumasına karşı bir tür direniş biçimi olarak da görülebilir. Meşrûtiyetlere gelinceye kadarki süreçte, hem Batı’yı yakından tanıma imkânı bulduk hem de kendi yolumuzu bulma, çıkış yolumuzu vuzuha kavuşturma imkânlarımızı yakalamaya başladık: 19. yüzyıldan 20. yüzyıla sarkan dönemde, çok büyük bir fikrî birikim inşa etmeyi başardık. O...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Fars emperyalizmi ve Şiî yayılmacılığı-3 15 Nisan 2024 | 897 Okunma Fars emperyalizmi ve Şiî yayılmacılığı-2 14 Nisan 2024 | 473 Okunma Ramazan Bayramı’nın çok katmanlı dünyası ve derûnî mânâsı 12 Nisan 2024 | 67 Okunma Sistemi dönüştürmek için çıktık yola ama sistem tarafından dönüştürüldük sonunda! Neden peki?  08 Nisan 2024 | 757 Okunma Mahşer’in üç atlısı: Kurucu Melikşah, uygulayıcı Nizamülmülk, temelleri-koyucu Gazâlî  07 Nisan 2024 | 583 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar