Hem kendi’mizle hem de Batı’yla yüzleşmeden aslâ!

Önce sarsıcı bir tespitle başlayayım yazıya: Fırtınalı bir denizin ortasında pusulasını yitirmiş, yönünü-yörüngesini bulmaya ve ruhunu kurtarmaya çalışan bir geminin yolcularıyız ve...

Önce sarsıcı bir tespitle başlayayım yazıya: Fırtınalı bir denizin ortasında pusulasını yitirmiş, yönünü-yörüngesini bulmaya ve ruhunu kurtarmaya çalışan bir geminin yolcularıyız ve bu “gemi”nin kaptanı “biz” değiliz.

O yüzden Türkiye hem kendi’yle, kendi ruh kökleriyle, kendi tarihî tecrübesiyle hem de Batı’yla yüzleşmeden bir arpa boyu yol alamaz.

Hiçbir toplum başka toplumları veya medeniyetleri taklit ederek tarih yapamaz; hatta tarihte bile kalamaz.

Kuşakları aşağılık kompleksiyle malul, sığ, ezberci ve hedonist çıkmaz sokaklara sürüklenen, postmodern küresel popüler kültürün ve ayartıcı, hiçleştirici zihin kalıplarının kölesi hâline gelen bir toplumun çocukları, bırakınız dünyaya bir şey verebilmelerini, varlıklarını bile sürdüremezler.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kendini bil, Rabbini bil, haddini bil. Ya da: Kültürel olarak “iktidar” değilseniz, siyasî olarak iktidar olamazsınız! 22 Nisan 2024 | 1.723 Okunma Fiîlî işgal dönemi bitti, zihnî işgal çağındayız! 21 Nisan 2024 | 245 Okunma İran tehlikesinin boyutlarını kavrayabilmiş değiliz!  19 Nisan 2024 | 969 Okunma Fars emperyalizmi ve Şiî yayılmacılığı-3 15 Nisan 2024 | 917 Okunma Fars emperyalizmi ve Şiî yayılmacılığı-2 14 Nisan 2024 | 482 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar