Yeni dünya düzeni ne zaman başladı

Yarının tarihini yaşıyoruz. Çünkü “tarihte ne zamana dönmek istersiniz,” sorusuna; “yeterince tarihi olay gördüm, bir yere dönmek istemiyorum,” diye cevaplar geliyor artık. Sadece bu da değil, Abdürrahim Karakoç, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, D. Mehmet Doğan ve daha niceleri omuzlarındaki çağ yükünü devredip göçtü buradan. Sonra Tuncay Özilhan şirketini bıraktı, Sezen Aksu teliflerini sattı, Şener Şen son kez Zengin Mutfağı’nı oynayacak. Sermayedar en sahip çıkılması gereken dönemde protesto ediliyor.

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

Yarının tarihini yaşıyoruz. Çünkü “tarihte ne zamana dönmek istersiniz,” sorusuna; “yeterince tarihi olay gördüm, bir yere dönmek istemiyorum,” diye cevaplar geliyor artık. Sadece bu da değil, Abdürrahim Karakoç, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, D. Mehmet Doğan ve daha niceleri omuzlarındaki çağ yükünü devredip göçtü buradan. Sonra Tuncay Özilhan şirketini bıraktı, Sezen Aksu teliflerini sattı, Şener Şen son kez Zengin Mutfağı’nı oynayacak.

Sermayedar en sahip çıkılması gereken dönemde protesto ediliyor. Türk halkı işletmelere cezalar kesilmesini, devletin piyasaya girmesini arzu ediyor.

Yüzyılın çıbanı PKK kendini feshetti. Ve çok daha fazlası var.

Yaşadığımız tarih, eski dünya düzeninden yeni dünya düzenine geçerken ve arada düştüğümüz yeni dünya düzensizliğinde şahit olduklarımızdır. Düzensizlik 10-20 yıla bitmezse daha da düzen tutmaz onu da söyleyeyim.

Yeni dünya düzeni ne zaman başladı, sorusuna bugün cevap arama hakkımız da var. Gelecekte bu husus fikir değil, bilgi konusu olacak. Ama bugünkü fikirlerimiz yarınki bilgileri oluşturabilir.

İlk yeni dünya düzeni tezi, Sovyetlerin dağılmasını esas kabul eder. Bazıları Sovyetlerin dağılmasını müteakip ABD’nin Panama Kanalı’na müdahalesiyle yüklendiği dünya jandarmalığı rolünü de bağlama yerleştirir. Yani mesele olay bazlı ele alınır.

Dünya savaşları, çağ açılıp kapanması dönümleri de olay bazlı ele alınır. O yüzden notlarımda yer alan bazı kritik olaylar üzerinden bu tarihi tespit etmek üzere fikirlerimi paylaşacağım. Dünya için cevap arayacağım ama milletler ve ümmetler için de söyleyeceklerim var.

21 Ağustos 1969’daki Aksa saldırısı tarihte önemli bir kırılımdı. Tanrının Kilisesi kültüne bağlı Avustralyalı terörist Denis Michael Rohan’ın Aksa Camiine yaptığı saldırı İslam İşbirliği Örgütünün Kudüs merkezli olmak üzere kurulmasına vesile oldu. Kapitalizmle komünizm arasındaki İslam dünyası, bu andan itibaren yeni düzende herhangi bir kapitalizm fraksiyonuyla değil, İslam Ekonomisi ile yer alacağını beyan etmiş oldu.

Buradan başladım çünkü yeni düzen demek doğrudan iktisadi düzenin değişmesi demektir. Düzen çatışmasının kendini gösterdiği ABD-Çin mücadelesi finansal kapitalizmle komünal kapitalizm mücadelesidir sonuçta.

Aksa saldırısı yeni dünya düzeninin başı kabul edilmeyecekse de Müslümanların yeni dünya düzeninin başlangıcı bu olay olacaktır. Bu şartlarda Müslümanların yeni dünya düzenine erken girdiğini söyleyebilirim.

13 Mayıs 1981’deki papa suikastını gerçekleştiren Mehmet Ali Ağca, eylemini Sovyet ülkelerindeki yardım ve yatakçıların desteğiyle gerçekleştirdiğinden Sovyetlerin yıkılışını başlattığını ifade etmişti. Eğer yeni dünya düzeni literatürdeki gibi Sovyetlerin dağılmasından alınacaksa Ağca’nın eylemini de dikkate almak gerekir. Mesele Ağca meselesi değil. Düzen belirlemede Vatikan’ın rol oynama kapasitesi gerçekten var. O yüzden temas etmek gerekir.

Kronolojik sırayla giderken anakronizm olacak ama 22 Kasım 1963’teki Kennedy suikastı da yeni dünya düzeninin başlangıcı olarak esas alınabilecek olaylardan birisidir. Çünkü bu tarihten itibaren ABD geri gitmeye başlamıştır. Geri gittiğine inanmayanlar varsa; Trump’ın ABD’nin en değerli varlığı Harvard’ı yararsız diyerek sorgulamaya açmasına baksın. Sovyetler, ABD’den daha hızlı geri gittiğinden kimse fark edemedi. Ancak Çin yukarı gidince ABD’nin geride kaldığı anlaşılabildi.

Diğer taraftan başkanını öldürmenin maliyetine duyarsızmış gibi yapan ABD, Milenyum gecesi yeni dünya düzenine girdiğini kabul etti. Milenyumun bin yıl başı demek, diye hatırlatmamın gerekmesine ise hayıflanıyorum. O gece hakikaten başka bir yılbaşı olduğunu düşünmüş ve saat 12’yi vurduğunda bir şeylerin değişeceğini sanmıştık. Banka sistemlerinin takvimlerini ayarlayamayacak, şöyle olacak, böyle olacak tartışmalarını da hala hatırlıyorum. Fakat 31 Aralık 1999 gecesi ABD için bir yanılsamaydı. Dünya için değilse de ABD için yeni dünya düzeni 11 Eylül 2001’de başladı. Kapitalizmin kuleleri o zaman yıkılmıştı.

Mesele 11 Eylül’e gelmişken ve coğrafyamıza bakarken Arap Baharı, bölgesel anlamda bir yeni dünya düzeni başlangıcıydı diyebilirim. Ama Arap Baharı’nın gerçekten vuku bulduğu tek olayı kastediyorum; Esed’in devrilmesi… Ama belki de yeni dünya düzeninin başlangıcını uzaklarda aramak lazım.

Yazılarımda yeni dünya düzeninin başı olarak en uzaktaki Abe suikastı üzerinde çok durdum. Abe, Japonya eski başbakanıydı ve seçim propagandası sırasında suikasta uğrayıp öldürülmüştü. Abe ailesinin Kore’den Japonya’ya sirayet ettirdiği Birleştirme Kilisesinin (Moon kültü) varlığı bu suikastte belirleyici olmuştu. Evvelce yazdığımdan girmeyeceğim ama Birleşme Dini’nin temsilcisi olan bu kilisenin tam bir FETÖ örgütlenmesi olduğunu hatırlatmak isterim. Bu suikasti önemsemiştim. Çünkü Abe’nin son önemli açıklaması “Japonya’nın nükleer silahlara sahip olması” konusundaydı.

Fakat bu iddiamda değilim artık çünkü yeni dünya düzeninin başı belki de Trump’ın “masamdaki kırmızı buton nükleer silah butonu değil, kola istediğimde bastığım çay ocağı butonudur,” demesi çok ama çok daha büyük bir hadiseydi.

Madem iş silaha geldi belki de o kritik olay Ukrayna-Rusya savaşıdır. Ama bitişini görmemiz lazım. O yüzden yorumunu yapmayacağım. Hindistan-Pakistan savaşını da çıkıp-çıkmadığı belli olmadığından listeye yazmak için bekletiyorum. Eğer patlarsa bu olacak çünkü. Her şey ABD’nin bugünden sonra kaybedeceği ilk savaşı bekliyor çünkü.

Eğer Biden giderayak Soros’a nişan takmasaydı savaşlarda ısrar ederdim. Ama eski dünyanın yöntemlerinin en önemli temsilcisi Soros’a nişan takılarak emekliye çıkarılması basbayağı en önemli kırılım oldu. Belki gladyonun finans kaynağı olan USIAD’in Trump tarafından kapatılmasını da buna bağlamak gerekir. Ama böyle tek tek bağlamak yerine belki de yeni dünya düzeninin başını Trump’ın yeniden ABD başkanı seçilmesinden almak gerekir. Yoksa Amerikalı Papa’yı da listeye almam gerekir. Katolik aleminin yeni dünya düzeninin başı bu papa olacak.

Trump ilk başkanlığı döneminde bir anomali sanıldı. Ama ikinci kere başkan olma başarısını gösterince işler değişti.

Evet, yeni düzen ekonomi üzerinden okunacak. Çin kapitalizmi mi, Amerikan kapitalizmi mi sorusunun cevabıyla yeni düzen bulunacak.

Türkiye yeni düzene kendi düzeniyle çıkacak o artık belli oldu.

Ama dünyanın geri kalanı için düzeni Amerika ya da Çin’den hangisinin daha paylaşımcı olacağı belirleyecek.

Türkiye’nin yeni dünya düzeninin başını merak edenlereyse fikir değil, bilgi vereyim. Bu konu Türkiye için artık fikir konusu değil, bilgi konusu.

Türkiye yeni dünya düzenine 15 Temmuz ile değil ama sonrasında Yenikapı’da girmiştir. Yenikapı Türkiye’ye Cumhur İttifakını hediye etmiştir.

Bu ittifak Türkiye’nin yeni ekonomi paradigmasının belirleyicisidir. Tam kendisini ifade edememiş olabilir ama edecek.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
En kolay harcama infaktır 17 Haziran 2025 | 62 Okunma Finansal Vesayet: One Minute 2.0 Zamanı 15 Haziran 2025 | 104 Okunma Sefer düştü Gürcistan’a 10 Haziran 2025 | 193 Okunma Kafası basan bir tane kulüp başkanı yok mu? 08 Haziran 2025 | 146 Okunma Aselsan en değerli şirket olacak mı? 03 Haziran 2025 | 289 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar