Aldın mı dersini Macron?
Ne yalan söyleyeyim, şu Fransızları günahım kadar sevmem. Bastil hapishanesini basıp, kral ve kraliçelerinin boynunu vurduktan sonra ülkelerini demokrasi ve özgürlüğün vatanı ilan ettiler. Gelin görün ki...
Ne yalan söyleyeyim, şu Fransızları günahım kadar sevmem. Bastil hapishanesini basıp, kral ve kraliçelerinin boynunu vurduktan sonra ülkelerini demokrasi ve özgürlüğün vatanı ilan ettiler. Gelin görün ki, aynı zamanda Afrika ve Okyanusya'nın gariban halklarını yıllarca sömürmekten geri durmadılar. Bir zamanlar imparatorlarını mutlak bir ölümden kurtaran Türklere ihanet edip, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından akbaba gibi Anadolu'ya üşüştüler.
Başımıza ASALA'yı bela eden, PKK'ya her türlü desteği veren de bu Fransa değil miydi zaten?
Ama gün oldu, devran döndü. O kibirli, Türklere hep üstten bakan Macron, Erdoğan'ın uluslararası arenadaki ağırlığı altında ezildi. İçine düştüğü bunalımın etkisiyle tokalaşma sırasında psikolojik üstünlük sağlamak için elini Cumhurbaşkanımızın elinin üzerine koymaya yeltendi. Ama belli ki karşısındaki iradenin gücünü hesap edememişti. Erdoğan, terbiyesizin parmağını kavrayıp, bir güzel sıkmaya başladı. Bakışları "Biz senin...