Sela

Sözcü Gazetesi Yazarı Yılmaz Özdil'in bugünkü (08.02.2022)'' Sela'' başlıklı yazısı.

İnsandan daha değerli bir kavram yoktur.

Birbirinden daha değerli değildir…

Her bir insan, en değerlidir.

Bu düşünceden yola çıkarak, binlerce insan kurtardılar.

Depremde göçük altından çıkardılar.

Selde azgın sulardan çekip aldılar.

Dağda donmak üzereyken yetiştiler.

Ormanda bir başına kaybolmuşken buldular.

Binlerce insan.

Binlerce hayat.

Binlerce can.

Sırf insan dersek, eksik söylemiş oluyoruz aslında… Kedi, köpek, caretta, karaca, kertenkele, fok, tilki, kartal, binlercesini kurtardılar.

Bu arada, yüzlerce cenaze çıkarmayı başardılar.

Cenazenin başarısı mı olurmuş, ölüyü kurtarsan ne olur kurtarmasan ne olur diye küçümseyenler olabilir. Ama bazen öyle bir yerde ölürsün ki kardeşim… Mağaranın derinliğinde, denizin dibinde, sisli zirvelerin buzulunda, öylesine hiçleşirsin ki, hiç olmazsa bir kabri olsa da başında dua edebilsek diye yalvarır sevdiklerin.

Çığda kurtardılar.

Zifiri karanlıkta kurtardılar.

Elini taşın altına koymak lafı hikayedir, bizzat bedenlerini beton blokların altına soktular.

Binlerce kurtarma operasyonu yapmakla kalmadılar, konferanslar verdiler, seminerler düzenlediler, çocuklarımızı bilinçlendirmek için okulları dolaştılar, milyonlarca vatandaşı doğal afete karşı eğittiler.

Türkiye çapında organizasyon kurdular, 36 bölge oluşturdular, bu bölgelerde binlerce gönüllüden oluşan 36 ekip kurdular.

Merkezi İstanbul'a konuşlandırdılar, bu merkezde 365 gün 24 saat aralıksız, gece gündüz, bayram yılbaşı, telefon başında, telsiz başında ihbar beklediler, herhangi bir felaket anında derhal koordinasyon merkezi oluşturdular, ekip ve cihaz yönlendirmesi yaptılar.

Binlerce gönüllüydüler.

Görenler, onları maaşlı personel zannediyordu, halbuki hiçbir karşılık beklemeden, tek kuruş para almadan, hatta üstüne kendi ceplerinden para harcayarak çalışıyorlardı.

Sayısız örneğe bizzat şahidim, operasyonlar sırasında onbinlerce liralık masraf çıkıyordu, vatandaşın bağışlarına dokunmaya kıyamıyorlardı, aralarında para toplayıp masrafları ödüyorlardı.

Pırıl pırıl gençlerimizdiler.

Türkiye profiliydiler.

Aralarında hekim vardı, hemşire vardı, mühendis, öğrenci, öğretmen, işçi, memur, her siyasi görüşten insanlarımız vardı, bu gençlerimizle birlikte, daima genç kalan, zihni dinç emeklilerimiz vardı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hoşçakalın 10 Mart 2023 | 7.346 Okunma Çok muhabbet tez ayrılık 07 Mart 2023 | 7.114 Okunma Sözcü Televizyonu 21 Şubat 2023 | 3.827 Okunma Tercih, her şeydir 19 Şubat 2023 | 8.727 Okunma Üç oda bir tabut 18 Şubat 2023 | 4.034 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar