Gençlik ve işçi sınıfı

Türkiye genç bir nüfusa sahip. Ancak 15-24 yaş grubu olarak tanımlanabilecek gençlerin sorunları gün geçtikçe daha da artıyor. Gençlerin en önemli sorunu, işsizlik. GENÇLİK VE...

Türkiye genç bir nüfusa sahip. Ancak 15-24 yaş grubu olarak tanımlanabilecek gençlerin sorunları gün geçtikçe daha da artıyor.
Gençlerin en önemli sorunu, işsizlik. 

GENÇLİK VE İŞSİZLİK

“İşsiz” kimdir? İşsiz, bir başkasına ait işyerinde ücret veya aylık karşılığında çalışma yeteneğine ve niyetine sahip olup, bir biçimde iş arayan kişidir. Diğer bir deyişle, “işçi” veya “memur” olmak isteyen, ancak bir türlü olamayan insana “işsiz” denir; “işsiz,” işçi sınıfının bir parçasıdır. 
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 16 Temmuz 2019 günü açıkladığı verilere göre, Türkiye’de Nisan 2019’da 15-24 yaş grubunda olup eğitim dışında kalan büyük kitlenin yüzde 23.2’lik bölümü işsizdir. Bu oran, Nisan 2018’de yüzde 16.9 idi. Diğer bir deyişle, genç işsizliğin oranı, 2018 yılı Nisan ayında yüzde 16.9’dan 2019 yılı Nisan ayında yüzde 23.2’ye yükseldi. Bu oran ileride daha da yüksek çıkacak. Ekonomik kriz derinleştikçe genç işsizlerin oranı daha da yükselecek.

GELECEĞİN İŞSİZİ GENÇLER: ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ

Ben ODTÜ 1973 mezunuyum. 1973 yılında Türkiye’deki bütün üniversitelerde yalnızca 168 bin öğrenci vardı ve 24 bin öğrenci mezun oldu. Bu yıllarda üniversite diploması insanın hayatta yolunu açan önemli bir araçtı. İş aramazdınız; iş sizi arardı. 

1982-1983 eğitim-öğretim yılında tüm üniversitelerdeki öğrenci sayısı 282 bin, mezun sayısı 35 bindi. Üniversite diploması yine işe yarıyordu.
1992-1993 döneminde tüm üniversitelerin öğrenci sayısı 859 bin, mezun sayısı 97 bindi. Üniversite diploması yine de geçer akçeydi.
1998-1999 döneminde ise üniversite öğrencisi sayısı 1,4 milyon oldu. Diplomanın değeri düşmeye başladı.
AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte, her tarafta üniversite açıldı. YÖK verilerine göre, 2017-2018 eğitim-öğretim döneminde Türkiye’de 129’u devlet üniversitesi olmak üzere 206 üniversite ve yüksek okul vardı. Bu üniversitelerde 2.8 milyon önlisans öğrencisi, 4.2 milyon lisans öğrencisi, 455 bin yükseklisans öğrencisi ve 95 bin doktora öğrencisi vardı.
Öğrenci sayısı artırılarak, işsiz sayısı azaltıldı; ancak eğitimli işsiz sayısı artırıldı.
Günümüzde üniversitelerdeki 7.5 milyonu aşkın öğrencinin ancak çok küçük bölümü eğitim gördükleri alanda kendilerini tatmin eden ve geliştiren bir iş bulabilecek. Geriye kalan büyük kitle, “ne iş olursa yaparım” diyerek iş arayacak veya bunalıma düşecek. Bugünkü üniversite mezununun işgücü piyasasındaki gücü ve toplumsal itibarı, benim kuşağımda ancak ortaokul mezunununki kadardır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hükümet ücretlere nasıl müdahale eder? 15 Ekim 2019 | 52 Okunma Hükümet ücretlere nasıl müdahale eder? 15 Ekim 2019 | 149 Okunma Hükümet ücretlere nasıl müdahale eder? 15 Ekim 2019 | 81 Okunma Ahiler ve mevlana 14 Ekim 2019 | 271 Okunma Türk-İş geçmişte neleri savunuyordu? Emek platformu programı 12 Ekim 2019 | 102 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar