Kehanete ihtiyacımız var mı?

Maalesef Türkiye’de okur gittikçe haber değil, propaganda, yorum, siyasi pozisyon savunusu istiyor. Bilgi değil, belagat seviyor, sükûnet ve şüpheyle değil şehvet ve bağırılarak savunulan fikirleri ikna edici buluyor.Bir...

Maalesef Türkiye’de okur gittikçe haber değil, propaganda, yorum, siyasi pozisyon savunusu istiyor. Bilgi değil, belagat seviyor, sükûnet ve şüpheyle değil şehvet ve bağırılarak savunulan fikirleri ikna edici buluyor.

Bir süredir de bilgi, haber ve kulisle yazılmış analiz değil, kehanet duymak istiyor.

Bu kehanetlerle de mutlu olmak, umutla dolmak istiyor.

Tabii bu talebe uygun arz da hemen ortaya çıkıyor.

Karar mekanizmalarının gözlerden ırakta olduğu, kokusu gelen yemeklerin kapalı kapılar ardında pişirildiği bir düzende üstelik konu aktörlerin istihbarat örgütü, siyasetçiler ve bir silahlı örgüt olduğu çözüm süreci gibi bir meselede derin haberler alan kahinlere ilgi büyük.

Kehanetler artık şu şöyle olacak, o öyle olduğunda da bu böyle yapacak gibi üç faktörlü kompleks gelecek projeksiyonlarına kadar vardı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Herkes bıkmıştı, dağdakiler bile bıkmıştı” 19 Mayıs 2025 | 1.075 Okunma Müstafi amiralin doktorluğu nereden geliyor? 17 Mayıs 2025 | 3.214 Okunma PKK silah bırakırken nasıl bölücü oldu? 14 Mayıs 2025 | 3.556 Okunma Ve fil odaya girdi 12 Mayıs 2025 | 1.923 Okunma Türkiye’nin hayırlı cuması… 10 Mayıs 2025 | 847 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar