Central Park’taki Türkiye…

Karar Gazetesi Yazarı Yıldıray Oğur'un bugünkü (19.09.2022)''Central Park’taki Türkiye…'' başlıklı yazısı.

BM Zirvesi için New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu ve Türkiye ABD Büyükelçisi Murat Mercan ile birlikte Central Park’ta yürüyüşe çıktı.

Bu iyi düşünülmüş bir PR çalışmasıydı tabii.

Ama Türkiye’deki benzerleri gibi her şeyin ayarlandığı, sürprizlere kapalı PR çalışmalarından biri değildi.

En azından kamera kadrajında etrafta çok fazla koruma görünmüyordu.

Cumhurbaşkanı parktaki bir banka oturdu, orada bulunan turistler ve Amerikalılar, koruma engellerine takılmadan Cumhurbaşkanı’nın yanına gelip sohbet etti, fotoğraf çektirdi.


Yol boyu Cumhurbaşkanı ile el sıkışanlar arasında LGBT haklarını savunan, gay Yahudi çiftçileri kurduğu sinagogda evlendiren kadın haham Rachel Goldenberg, İzmir’den ABD’ye göç eden Amerikalılar, Arnavut, Çin, İtalyan turistler vardı.

Erdoğan, sigara içen siyahi bir Amerikalının eşine “sigarayı bıraksın, içmesin” diye nasihat bile verdi. Adam bu nasihate sigarasını ağzına takarak cevap verdi ama neyse ki ABD yasalarında Cumhurbaşkanı’na hakaret maddesi yok.

Banka gelip Erdoğan’ın yanına oturan bir başka Amerikalı Erdoğan’a “tahıl anlaşması ve drone’lar ve NATO’yu güçlendirdiği için” teşekkür etti. Sonra da kalkıp gitti.

Sonra Cumhurbaşkanı, öğle yemeği için Central Park'ta göl kenarındaki Loed Boathouse restoranına gitti.

Buradaki pedikap denen bisiklet taksi işi yapan Türklerle sohbet etti, Türk pedikcabçilerin "Micheal Jackson" adını taktıkları Burkino Faso'lu pedikcabçi Michael, yine koruma ordusuna takılmadan Cumhurbaşkanının oturduğu masaya kadar gelip onunla selfie çektirdi, "Dünyanın en iyi başkanı budur" dedi. Erdoğan da İngilizce ona "Nice to meet you" diye cevap verdi.

Bu PR’ın hedefi herhalde Amerikan kamuoyu değildi. Görüntüleri izleyen TC vatandaşları ise tuhaf duygulara kapılmış olabilir.


Mesela kıskançlık gibi.

Çünkü Türkiye’de Cumhurbaşkanı’na New York’ta Amerikalıların ulaştığı kadar kolay ve rahat ulaşmak pek mümkün değil.

Parkta yürürken bir anda karşınıza çıkabilecek bir Cumhurbaşkanımız yok.

Televizyonda bitmeyen uzun konuşmalar dışında, Cumhurbaşkanı’nı ancak her yerde bir koruma ordusunun arkasında, bitmeyen konvoyların içinde, büyük kalabalıkların karşısında bir kürsüde görebilirsiniz. Ya da uslu bir vatandaş olursanız onu seçilmiş bir grubun içinde görebilirsiniz.

Bu güvenlik çemberinin tabii ki haklı sebepleri var.


Ama Türkiye’deki propagandaya bakılırsa Batı ve ABD ile mücadele eden Cumhurbaşkanı için aynı güvenlik sorunlarının New York’ta da olması gerekirdi.

Ama New York’ta sivil, rahat, güler yüzlü, halkın içinde ve gayet mutlu bir Cumhurbaşkanı vardı.

Tek bir sorun vardı: Onunla rahatça iletişim kurabilen halk, başkanı olduğu cumhurun mensupları değildi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kayyım şampiyonluğa da mı karşı? 22 Nisan 2024 | 599 Okunma Benzemiyor mu? 20 Nisan 2024 | 1.042 Okunma Barcelona mı İstanbul mu daha pahallı? 17 Nisan 2024 | 696 Okunma Bu tekinsiz dünyada ülkeyi kim koruyabilir? 15 Nisan 2024 | 912 Okunma Bana kimle bayramlaştığını söyle... 10 Nisan 2024 | 180 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar