Yüreklerin Efendisi’nin Mekke fethi

Özellikle bugünlerde “Kâinat’ın Efendisi”ni düşünün: Türlü işkence, zulüm ve ambargolardan sonra, nihayet doğup büyüdüğü Mekke’den de çıkarılmış, Medine’ye göçmek (Hicret) zorunda bırakılmıştı…

Düşünün ki, o Son Peygamber’di: Gerçekti, doğruydu, haklıydı: Ama kalabalıklar Ebucehil’in, yani hatanın, günahın, yanlışın yanında yer almış (kalabalık olmak, her zaman haklı olmak anlamına gelmiyor), Efendimiz, göç yolunda, yanındaki tek kişi ile kalmıştı. O kişinin adı “Ebubekir”, lâkabı “Sıddık”tı.

Sıddık’tı, çünkü Efendimiz’in hangi sözü, hangi davranışı olursa olsun, “O ne söylerse, ne yaparsa doğrudur!” diyecek kadar Efendimize sadıktı. Bu sadakati, göç esnasında endişelerine kaynak oldu. Takipçilerinden kurtulmak için sığındıkları Sevr Mağarası’ndan takipçilerinin seslerini duyduğunda, Efendimiz’in zarar göreceği endişesine kapıldı. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Osmanlı’da ev hayatı 03 Kasım 2020 | 475 Okunma Osmanlı evleri ve modern evlerimiz 02 Kasım 2020 | 358 Okunma Toplum yeniden inşa edilmeli 31 Ekim 2020 | 380 Okunma Osmanlı’da çocuk olmanın anlamı 30 Ekim 2020 | 267 Okunma Türkiye’de çocuk olmak… 28 Ekim 2020 | 162 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar