“Sosyal medya” denen âfet-i devran!

Bizim nesil, sadece okul eğitiminden değil, yanı sıra bir de “sohbet eğitimi”nden geliyor...

Anlayacağınız, biz, Osmanlı “sohbet geleneği”nin devam ettiği bir dönemin çocuklarıyız.

Gerçi milletin “imanda kardeş” olmasını engellemek için, “yürek eğitimi” veren tekke, zaviye, dergâh gibi müesseseler çoktan kapatılmıştı, ama “millî şuur” kapatılan her müesseseyi başka biçimde ihya etmenin bir yolunu bulmuştu.

Bizim gençlik yıllarımızda tekke, zaviye, dergâh yoktu, ama yaklaşık aynı işlevi gören Meserret, Çınaraltı, Marmara Kıraathanesi, Küllük gibi, “sohbet” mekânları vardı. Bazen de bürolarda, kitapçı dükkânlarında, hatta evlerde toplanır, yüreklerimizi olgunlaştırmaya çalışırdık.

Yirmili yaşlarda sohbetten sohbete koşuyor, bilge kişilerin sohbetlerinde demlenmeye çalışıyordum.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Osmanlı’da ev hayatı 03 Kasım 2020 | 475 Okunma Osmanlı evleri ve modern evlerimiz 02 Kasım 2020 | 358 Okunma Toplum yeniden inşa edilmeli 31 Ekim 2020 | 380 Okunma Osmanlı’da çocuk olmanın anlamı 30 Ekim 2020 | 267 Okunma Türkiye’de çocuk olmak… 28 Ekim 2020 | 162 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar