Müslümanca inanıyor, Hıristiyanca yaşıyoruz!

Kadın-erkek arasındaki dengeyi bir türlü kuramadık. Haber bültenleri “taciz-tecavüz” ve “kadına şiddet” hikâyelerinden geçilmiyor.Derin analize ve örneklemeye muhtaç bu konuyu, bir köşe...

Kadın-erkek arasındaki dengeyi bir türlü kuramadık. Haber bültenleri “taciz-tecavüz” ve “kadına şiddet” hikâyelerinden geçilmiyor.

Derin analize ve örneklemeye muhtaç bu konuyu, bir köşe yazısı hacmine indirgemeye çalışırken, “ilk cümle ne olmalı?” diye düşündüm ve aşağıdaki cümlede karar kıldım…

Biz Müslümanca inanıyor, ama Hıristiyanca yaşıyoruz! Asıl meselemiz, büyük derdimiz budur!

Eskiden “Müslümanca” inanır, “Müslümanca” yaşardık. Referansımız da, hayat tarzımız da İslâmdı! Sıkıştığımız yerde “âyet”e, “hadis”e, “icma”ya bakar, olmazsa “kıyas” yapar,tarzımızı, tavrımızı, duruşumuzu, davranış biçimimizi buna göre ayarlardık.

Meşhur Fransız gezgin ve yazar A. Brayer, “Neuf anne’es a Constantinople” isimli eserinde, “Dinin manen zincirlemiş olduğu hakiki Müslümanlar, ancak onun çizmiş olduğu daire dâhilinde hareket ederler” diye yazıyor (18. yüzyıl).

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Osmanlı’da ev hayatı 03 Kasım 2020 | 475 Okunma Osmanlı evleri ve modern evlerimiz 02 Kasım 2020 | 358 Okunma Toplum yeniden inşa edilmeli 31 Ekim 2020 | 380 Okunma Osmanlı’da çocuk olmanın anlamı 30 Ekim 2020 | 267 Okunma Türkiye’de çocuk olmak… 28 Ekim 2020 | 162 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar