Kılıçdaroğlu Hocaefendi’den fetvalar!

Susun ve can kulağıyla dinleyin: Bana “tarihçi”liği yakıştıramayan en tarihçi tarihçimiz ve dahi allame-i cihanımız Kılıçdaroğlu Hocaefendi, TOBB Genel Kurulu’nda tarih dersi...

Susun ve can kulağıyla dinleyin: Bana “tarihçi”liği yakıştıramayan en tarihçi tarihçimiz ve dahi allame-i cihanımız Kılıçdaroğlu Hocaefendi, TOBB Genel Kurulu’nda tarih dersi veriyor:

“Türkiye’nin 15’inci devlet olmasıyla övünürüz, bu ne demektir? 14’ünü batırdık demektir.”

Âlim dediğiniz böyle kesin konuşur: “15 devlet kurduk, 14’ünü yıktık!”

“Cumhurbaşkanlığı forsunda, Türk devletlerini simgelediği varsayılan yıldızları saydı” (bazıları cumhurbaşkanı olurken bazıları yıldızları sayar) diyeceğim, ama orada 15 değil, 16 yıldız var. Bir rivayete göre tarihte kurduğumuz devletlerin sayısı bu kadar (ama aslında bu kadar değil), merkezdeki güneş de bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni simgeler. Toplam 17 yıldız. Kılıçdaroğlu Hocaefendi bir çırpıda ikisini yıkmış bile!

Aslına bakarsanız, Cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızların tarihte kurduğumuz devletleri simgelediğini sanmıyorum. Çünkü kurduğumuz devletlerin sayısı 17’nin çok çok üstünde. Kurduğumuz beyliklerin sayısının bile 32 olduğunu söylersem (ki bunların çoğu bugünkü Türkiye’mizden büyüktür) gerisini anlarsınız. 

İmparatorluklarla birlikte düşündüğümüz takdirde sayı 35’i geçiyor. Türkiye Cumhuriyetiyle birlikte 36 devlet. O zaman 35’ini yıkmış mı oluyoruz?

Kılıçdaroğlu Hocaefendi’nin mantığına göre, acımadan yıkmışız! Tarihi realiteye göre ise bayrak devr-i teslimi yapmışız. Miadını dolduran tarih sahnesinden çekilmiş, yeni Türk devleti tarih sahnesine çıkmış. Çok şükür tarihin hiçbir devresinde bu millet devletsiz kalmamış.

Emekli kahvehanelerinde yapılan bu tür tartışmalara, tarihten azıcık haberdar olan herkes kahkahalarla güler. Ama o ciddi ciddi, üstelik yeni bir keşif gibi sunuyor: Boşuna dememişler, “Cehalet saadettir” diye: İnsan rahat oluyor.

Aynı konuşmasında Kılıçdaroğlu Hocaefendi, “Devasa Osmanlı niye battı?” diye soruyor ve “bilimsel” cevabını veriyor: “Bir toplu iğne bile üretemeyen, bilimi ve teknolojiyi reddeden Osmanlı battı. Akdeniz’i göle çeviren Osmanlı niye battı? Bunun üzerinde niye kafa yormuyoruz?”

Siz üzerinize vazife olmayan, ayrıca da kapasitenizi aşan tarihe kafa yormayı bırakın da, CHP’ye bakın: CHP neden batıyor, ona kafa yorun! 

Aslında tarihi karalamak CHP’nin geçmişinde var. Buyurun bakın…

Tarih: 3 Mart 1924. Yer: Türkiye Büyük Millet Meclisi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Osmanlı’da ev hayatı 03 Kasım 2020 | 478 Okunma Osmanlı evleri ve modern evlerimiz 02 Kasım 2020 | 360 Okunma Toplum yeniden inşa edilmeli 31 Ekim 2020 | 380 Okunma Osmanlı’da çocuk olmanın anlamı 30 Ekim 2020 | 269 Okunma Türkiye’de çocuk olmak… 28 Ekim 2020 | 162 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar