İstanbul’u okumak ve yaşamak!..

Şu sıralar ne zaman İstanbul’u yazsam, hele de İstanbul’u yönetmeye talip olan adaylar hakkında fikir beyan etsem, bir kesimden salvolar geliyor.

Bunların en “aklı başında” gözükenleri şu mealde:

“Sizi tarihçi olarak seviyor ve okuyoruz, lütfen siyasete girmeyin!”

Siyaseti kendileri için “hak” ve “helâl” görenlerin, bunca yaşamışlığıma ve bunca okuyup yazmışlığıma rağmen, benim için “haram” saymaları, bana hep tebessüm ettirir. Bunun, “Bizim adayı destekle” anlamında bir dâvet içerdiğini fark etmemek ikânsız. 

Ne yapayım ki, İstanbul, herkese gözükapalı emanet edilebilecek sıradan bir şehir değil: Başlıbaşına kendisi tarih olan bu şehri ehline vermek için çalışmak, her “millî ve yerli tarihçi”nin vicdan borcudur.

Bunu ancak “İstanbul’u yaşayan”lar anlar: “İstanbul’da yaşamak” başka, “İstanbul’u yaşamak” başkadır. İlkinde “mecburiyet”, hattâ “mahkûmiyet”, ikincisinde “sanat-edebiyat” ve “tarih” var: Bunu “idrak” iseancak “şuur”la olur. Çünkü İstanbul hem “şiir şehir”dir, hem de “şuur şehir”!

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Osmanlı’da ev hayatı 03 Kasım 2020 | 475 Okunma Osmanlı evleri ve modern evlerimiz 02 Kasım 2020 | 358 Okunma Toplum yeniden inşa edilmeli 31 Ekim 2020 | 380 Okunma Osmanlı’da çocuk olmanın anlamı 30 Ekim 2020 | 267 Okunma Türkiye’de çocuk olmak… 28 Ekim 2020 | 162 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar