Devrimci mücadelenin iki düzlemi

EYLEME geçen düşünce saflığını koruyamaz. Her şart altında saflığını korumayı amaçlayan bir düşünce de eyleme geçemez. Bir noktaya kazık çakıp tarihin o noktaya doğru...

EYLEME geçen düşünce saflığını koruyamaz. Her şart altında saflığını korumayı amaçlayan bir düşünce de eyleme geçemez. Bir noktaya kazık çakıp tarihin o noktaya doğru gelişmesini bekleyenler hayatlarının sonuna kadar kendi düşüncelerinin bekçiliğini yaparlar. Elbette bu hareketsizlikte tutarlı bir yan vardır. Fakat bu tutarlılığın bedeli iki bakımdan çok ağır olabilir: Birincisi, tarih hızlanırken hareketsiz ve tutarlı kalanlar zamanla olayların seyircisi durumuna düşerler ve somut koşullar değiştikçe görünmez olurlar; ikincisi, kendilerini akıllarının ucundan bile geçmeyen koşullarda, varlıklarının inkârı anlamına gelen bir durumda bulurlar. Birincisine örnek, özellikle gelişmiş kapitalist ülkelerde görülen, “demokrasi” adına Suriye’de Esat karşıtlarını ya da Ukrayna’da işbirlikçi hareketleri destekleyen, 1940’lardan kalma marksist gruplardır; ikincisine örnek, Irak’ta Koalisyon güçleriyle işbirliği yapan Irak Komünist Partisi’dir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
HDP sorunu 24 Ağustos 2019 | 1.579 Okunma HDP sorunu 24 Ağustos 2019 | 26 Okunma Müşterek harekât 17 Ağustos 2019 | 269 Okunma Diyanet’in tarikat cemaat raporu 10 Ağustos 2019 | 760 Okunma Yeni bir dünya 06 Ağustos 2019 | 250 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar