Yol en iyi okuldur (Talut ve Calut kıssasından dersler IV)

Yol en iyi okuldur. Hiçbir müesses okulda alınmayacak dersler yolda alınır. Ama tabi bütün okullar gibi dersleri almasını bilene. Bir yoldan geçmek o yolun bütün derslerini almanın garantisi değildir. O çetin yollar...

Yol en iyi okuldur. Hiçbir müesses okulda alınmayacak dersler yolda alınır. Ama tabi bütün okullar gibi dersleri almasını bilene. Bir yoldan geçmek o yolun bütün derslerini almanın garantisi değildir. O çetin yollar türlü badirelerle, türlü zorluklarla doludur. Her badire, her zorluk bir imtihandır ve bundan geçmek için kimseye önceden bir garanti verilmemiştir.

Kimi bu yola öyle alışır ki, yolun içinde kendine bir konfor, bir iktidar alanı oluşturur. Yolun yolcusu olduğunu unutarak, yolu kendine mal etmeye kalkışır. Kimi yorulur, güç yetiremeyeceğini düşünür yolun ortasından kenara çekilir.

Kimi yolla, yoldaşlarıyla ilişkilerini birbirine karıştırır, karşı yoldan gelenlerin iğvasına kapılır gider. Kimi yolun bittiğini sanır, vasıl olduğunu düşünür, yolun bir yerine konak kurar. Oysa yol bitmez, yolun meşakkati de bitmez, vuslat da can bedende çıkmadan hasıl olmaz.

Talut’un bazı rivayetlere göre seksen bin neferden oluşan askerlerinin çoğuyla (en az beşte dördüyle) daha ilk durakta, kendisinin kimliğini, kökenini, soyunu bahane etmeleri dolayısıyla yolu ayrılır. Geri kalanlar,kendi zilletlerine sebep olan düşmanlarının elindeki sandığı kurtarıp getirmek suretiyle Talut’un ilk etapta sağladığı karizmatik otoritesine tabi olurlar.

Ancak bu tabi olanlar da henüz bu büyük mücadeleyi göğüsleyebilecek niteliğe sahip olduğuna emin değildir. İmtihan edilmeleri gerekiyor ama bu onun fikri değildir, Allah’ın emridir. İmtihanı kendisi değil, Allah yapacaktır, ama haberini verme imtiyazı kendisine verilmiştir. Karşılarına çıkacak bir nehirden ağızlarını dayayarak kana kana içenler bu imtihanı kaybetmiş olacak, ancak ondan elleriyle bir avuç alıp içmelerinde bir sakınca olmayacaktır.

“Talut, askerlerle hareket edince onlara: “Allah sizi bir nehirle sınayacak. Ondan içen benden değildir. Eliyle bir avuç alıp içenler dışında onu tatmayanlarsa bendendir” dedi. Fakat içlerinden pek azı hariç, ondan içtiler.” (Bakara: 249).

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
DEAŞ İsrail’i kurtarabilir mi? 27 Mart 2024 | 22 Okunma AİHM bütün Alevileri tanımlamış olmadı mı şimdi? 25 Mart 2024 | 423 Okunma Aleviliğe dair, “Kapıları açmak: Dostluk temelinde çözüm” 23 Mart 2024 | 229 Okunma Senin aklın ermez, bu başka hesap 20 Mart 2024 | 276 Okunma Gazze’de asıl hesabı ıskalamamak lazım 18 Mart 2024 | 234 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar