“Türkiye’nin yalnızlığı” söyleminin psikolojik temelleri

Oysa Türkiye’ye atfedilen yalnızlık konusunda varsa nesnel kriterleri, diğer ülkelere de uygulasalar bakalım ne görecekler?

Türkiye’nin, büyüdüğü oranda bölgesel ve küresel düzeyde daha büyük tehditlerle, gerilim ve çatışmalarla yüz yüze kalması kaçınılmaz bir şey midir, bir dış politika başarısızlığı mıdır? Bu sorunun doğal olarak, son zamanlarda Türkiye’ye atfedilen “yalnızlık”, “kuşatılmışlık” gibi bakış açılarına tersinden bakmayı teklif eden bir yanı var elbet. İşin aslı, olaya nasıl baktığınızın gelişmeleri nasıl gördüğünüzü kesinkes belirliyor olduğudur.

Türkiye, yüzyıllık tarihinde hiç olmadığı kadar aktif bir dış politika uyguluyor ve bu aktivite ister istemez bir çok cephede bir çok aktörle karşı karşıya getiriyor. Olayın belki en nesnel şekilde görüleceği yer Türkiye’nin ihracat rakamlarıdır. 35 milyar dolardan alınan ihracatın bugün 180 milyarı geçmiş olması karşınıza kaçınılmaz olarak bir çok rakip çıkarır. Hele bu rekabet konusunun bir kısmının savunma sanayii alanında olması…

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
DEAŞ İsrail’i kurtarabilir mi? 27 Mart 2024 | 161 Okunma AİHM bütün Alevileri tanımlamış olmadı mı şimdi? 25 Mart 2024 | 424 Okunma Aleviliğe dair, “Kapıları açmak: Dostluk temelinde çözüm” 23 Mart 2024 | 230 Okunma Senin aklın ermez, bu başka hesap 20 Mart 2024 | 276 Okunma Gazze’de asıl hesabı ıskalamamak lazım 18 Mart 2024 | 234 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar