Maskeli balonun adı “DAEŞ’le Savaş”

Rusya'nın Ortadoğu'ya olan ilgisi Suriye krizi başladığı andan itibaren farklı bir mecraya girmiş oldu. Başlarda, Libya'da aldatılmış olmaktan üretilen bir alacaklılık durumunu Suriye'de katil Esed rejimine verdiği...

Rusya'nın Ortadoğu'ya olan ilgisi Suriye krizi başladığı andan itibaren farklı bir mecraya girmiş oldu. Başlarda, Libya'da aldatılmış olmaktan üretilen bir alacaklılık durumunu Suriye'de katil Esed rejimine verdiği koşulsuz destek için bir mazeret olarak iyi değerlendirdiğini söylemek mümkün.

Mağduriyetten üretilen alacak psikolojisini uluslararası hukuk için fiili bir kazanıma dönüştürme konusunda ayrı bir ihtisasa dönüştürmüş gibi Putin. Suriye'de elinde kendi halkının 400 binini kanı bulunan Esed'e verdiği destekten dolayı bir suçluluk duyacak yerde Türkiye tarafından uçağının düşürülmüş olmasından dünya kamuoyunda şapka çıkarılası bir alacaklılık pozisyonu üretmeye çalışıyor ve bunu yüzüne açıklıkla vurabilecek ciddi bir dünya milletler topluluğu bulunmuyor.

Hem suçlu hem güçlü olma halinin tam tamına uyduğu bir pişkinlik durumuyla Putin'in Rusya'sı gittikçe alan genişletmeye devam ediyor. NATO'nun kurucu ülkesi ABD'nin Rusya'nın girdiği her alanı fiilen terk ederek kendisine bırakışı hayretle izleniyor.
Daha önceki yazılarımızda ABD'nin ve NATO'nun Rusya karşısındaki bu pasif seyirciliğinin giderek her ikisinin altını oyan sonuçları fiilen doğurduğuna değinmiştik. ABD'nin müdahale etmediği, bir boşluk bıraktığı her alanı Rusya'nın doldurmaya yönelişi tipik bir duruma dönüşmüş oldu.

ABD bunu Rusya ile danışıklı olarak mı yapıyor? Yani Soğuk Savaş'ın sonunda gerçekleşen türden dünya kamuoyundan gizlenen bir gizli anlaşmaları mı var soruları da soruluyor. Ukrayna'da kendisine güvenen dünyayı, bilhassa Rusya tehdidini fiilen hisseden Doğu Avrupa ülkelerini büyük hayal kırıklığına uğratan ABD'nin Suriye'de olup bitenlere karşı sergilediği “işbirliği” tavrı, olayın gidişatı hakkında yeni bir değerlendirmeyi hak ediyor. Dahası Suriye'ye iyice yerleşmeye hazırlanan Rusya'nın Mısır ve Cezayir'den de üs talep ettiği öğreniliyor. Rusya bu üsleri kime karşı kullanacak? Buralarda kurulacak her üs biraz da ABD hegemonyasından alıp götürmeyecek mi?

Geçtiğimiz günlerde Putin'in mutat yılsonu değerlendirme toplantısında sarf ettiği bir cümle böyle bir anlaşmadan ziyade Obama'nın görevinin sonuna doğru, “aman bir sorun çıkmasın” diye özetlenebilecek çekingenliğine bağlanabileceğini gösterdi. Putin açıkça bu yılın sonunda gerçekleşecek olan “ABD seçimlerinde seçilecek olan başkanla da tıpkı Obama gibi uyum içinde çalışacakları” temennisinde bulundu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından 20 Nisan 2024 | 9 Okunma CHP’nin üniversite ufku Tanju Özcan’ınki kadar mıdır? 17 Nisan 2024 | 354 Okunma İslâmcılara azıcık hikmet penceresinden baksak? 15 Nisan 2024 | 397 Okunma Bayramınız cennette olsun! 13 Nisan 2024 | 63 Okunma Bayram, Gazze, Doğu Türkistan, Sudan ve Gannuşi 10 Nisan 2024 | 104 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar