Global statükoya karşı AK Parti etkisi

AK Parti’nin 15 yıllık tek başına iktidar süresi bir toplumun değişimi ve dönüşümüne baştan aşağı damgasını vurabilecek bir süre. Nitekim bu süre zarfında AK Parti sadece...

AK Parti’nin 15 yıllık tek başına iktidar süresi bir toplumun değişimi ve dönüşümüne baştan aşağı damgasını vurabilecek bir süre. Nitekim bu süre zarfında AK Parti sadece Türkiye’yi değil bütün bölgenin hem sosyolojisini hem de siyasetini dönüştüren, belirleyen bir etki yaptı. AK Parti’nin varlığı ve etkisi bugün hiç kuşkusuz Avrupa’sından, Ortadoğu’suna kadar bütün bölgenin siyasetinde kendini hissettirmiştir. Bugün AB’nin seyri de AK Parti’nin varlığından etkilenmekte, Ortadoğu’da gelişen demokrasi talepleri, ekonomik hareketlilikler de AK Parti’nin tercihlerinden, Türkiye içinde veya dışında takip ettiği siyasetlerden ciddi anlamda etkilenmektedir.

Bütün bu siyasi havzalarda belirleyici olmaya çalışan bir çok aktörün yanı sıra, onlarla zaman zaman rekabet ederek, zaman zaman da onlarla paralel olarak yapıyor bu etkiyi elbet. Hiçbir sosyal gelişmede tek bir aktör veya faktör belirleyici olmadığı gibi, elbette AK Parti’nin etkisinden bahsettiğimizde onu tek belirleyici aktör olarak resmeden bir abartılı dile savrulmaktan kaçınmak gerekiyor. Ancak başka aktörlerle birlikte AK Parti’nin bu bölgesel etkisinin gittikçe temayüz etmiş olduğu da artık tartışılmaz bir gerçek.

Daha önce söylediğimizi başka bir bağlamda tekrarlayabiliriz burada. AK Parti’nin Türkiye içinde son zamanlara kadar reformcu, dönüşümce gücü “iktidardaki muhalefet” gibi oldukça yaratıcı rolüne dayanmıştı. Fiilen gerçek anlamda iktidara geldiğinde bir paradoksla yüz yüze geldi:

“Ülkede devrimci bir değişime yol açmış olan kadroların karşılarında muhalif bir statüko kalmadığında kendilerini tekrar etme ve bir süre sonra kendileriyle uğraşıp iddialarını tüketme tehlikesi.”

Bu aşama bir silkiniş gerektiriyordu. Bu dışarıdan bir muhalefetin kolaylıkla çözebileceği bir sorun değildi.

Liderinin “metal yorgunluk” olarak niteleyerek bir seferberlik için bir çıkış noktası olarak aldığı bu durum aslında her karizmatik hareketin maruz kalabileceği bir rutinleşme aşamasıydı. Bu aşamayı atlatmanın yolu yeni bir heyecanla, sıkı bir özeleştiri ve yenilenmeyle yeniden inanmak, yeniden işe koyulmaktı. Karizmatik hareketin en büyük avantajı başarısıyla, samimiyetiyle ve dinamizmiyle toplumsal meşruiyeti ve desteği artarak devam eden liderinin hala hareketin başında olmasıdır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
CHP’nin üniversite ufku Tanju Özcan’ınki kadar mıdır? 17 Nisan 2024 | 354 Okunma İslâmcılara azıcık hikmet penceresinden baksak? 15 Nisan 2024 | 397 Okunma Bayramınız cennette olsun! 13 Nisan 2024 | 63 Okunma Bayram, Gazze, Doğu Türkistan, Sudan ve Gannuşi 10 Nisan 2024 | 104 Okunma Gazze’ye yardıma layık olmak 08 Nisan 2024 | 75 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar