Hüsran oldu bu maceranın sonu

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) meşruiyeti olmayan ve bölgesel aktörlerin, İsrail hariç, tamamının karşı çıktığı referandumda ve tartışmalı neticesini uygulama konusunda...

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) meşruiyeti olmayan ve bölgesel aktörlerin, İsrail hariç, tamamının karşı çıktığı referandumda ve tartışmalı neticesini uygulama konusunda ısrar etmesi herkesten önce Iraklı Kürtleri ve tabii diğer toplumsal grupları da çok zor bir durumda bıraktı.

Dün Irak ordusuna bağlı çok küçük bir grup Kerkük önünde harekete geçer geçmez Barzani orantısız tehditler savurmaya başladı. Bu tehditlerde belli ki güvendiği peşmerge kuvvetleri ise iş ciddiye bindiğinde bulundukları yerleri büyük bir hızla terk etmeye başladılar. 

Günün en tartışılan olayı ise Kerkük’ü terk eden binlerce insanın Süleymaniye ve Erbil’e göç ettikleri görüntülerdi. Referandumu tanımayan merkezi yönetim bu girişimi kuvvetle bastırmayı denediği taktirde sonuna kadar savaşacağını ilan ederek meydan okuyan Kerkük Valisi’nin odasında poz veren Irak güçleri referandumun meşruiyetinin de siyasal gücünün de hazin bir fotoğrafını çekmiş oldular.

O fotoğraf, daha önce bu köşede sorduğumuz temel soruyu bir kez daha sormayı gerektiriyor: Ulusların kaderini kim belirliyor?

Ulusların kendi kaderini tayin söyleminin modern dünyada bir çok bölgede bazı etnik, dini veya mezhebi unsurları istikrarsızlığa sokabilmek için birilerinin enstrümanına dönüştüğünün sayısız örnekleri var. Bütün bu örneklerin hülasasından ulusların aslında kendi kaderlerinin trajik biçimde başka ulusların elinde olduğu sonucu çıkıyordu.

Tabii ki, bütün şartlar oluşursa, bir ulus iradesinin ayakta kalabilecek imkanları, gücü, lojistiği oluşursa bu kaderi tayin hususunda daha avantajlı olacağı da tartışmasız bir gerçek. IKBY’nin bugünün şartlarında böyle bir kendi kaderini tayin macerasına girişmesinin sonu belirsiz, tehlikeli ve sadece kendine değil, dostlarına da komşularına da zarar veren, bölgeyi daha derin bir istikrarsızlığa sevk edecek bir macera olduğu başından belliydi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
DEAŞ İsrail’i kurtarabilir mi? 27 Mart 2024 | 22 Okunma AİHM bütün Alevileri tanımlamış olmadı mı şimdi? 25 Mart 2024 | 423 Okunma Aleviliğe dair, “Kapıları açmak: Dostluk temelinde çözüm” 23 Mart 2024 | 229 Okunma Senin aklın ermez, bu başka hesap 20 Mart 2024 | 276 Okunma Gazze’de asıl hesabı ıskalamamak lazım 18 Mart 2024 | 234 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar