"Gücün yerinde iken tövbe eyle!.."

“Ey müminler! Hepiniz Allaha tövbe edin ki, dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşasınız.”   Ebû Muhammed ibn-i Atıyye hazretleri tefsîr, kırâat ve hadîs âlimidir. 383 (m. 993)’de...

“Ey müminler! Hepiniz Allaha tövbe edin ki, dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşasınız.”
 
Ebû Muhammed ibn-i Atıyye hazretleri tefsîr, kırâat ve hadîs âlimidir. 383 (m. 993)’de vefât etti. Yazdığı Tefsîr-i İbn-i Atıyye’den bir bölüm:
Nisa sûresinde meâlen: “Ancak Allah’ın kabul edeceğini vaat buyurduğu tövbe, o kimseler içindir ki, bir cahillikle bir kabahat yaparlar da, sonra çok geçmeden tövbe ederler, işte Allah bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah ihlâsla tövbe edenleri hakkıyla bilicidir.”
“O kimseler ki, kötü işlerde ısrar ederken, onlardan birine ölüm gelip hayattan ümidini kesince; 'Ben, şimdi tövbe ettim' der. Halbuki o kimseler için tövbe yoktur. (Tövbeleri kabul edilmez) Kâfir oldukları hâlde ölenlere de tövbe yok, işte biz onlar için âhirette acıklı bir azap hazırlanmışızdır.” 
Onyedi ve onsekizinci âyet-i kerîmelerinin tefsîrinde İbn-i Atıyye buyurdu ki; “Burada tövbe kelimesinin lügat manası rücû etmek, dönmek, şer’î manası ise, yaptığı kötülüklere pişman olup, Allahü teâlâya karşı olan isyanından vazgeçmek demektir.
“Ölüm geldiği zaman”dan maksat akıl ölümün geldiğini, artık çârenin kalmadığını anladığı zaman demektir. İctihâd sanibi âlimlerin bu icmâ’ı Nûr sûresinde meâlen; “Ey müminler! Hepiniz Allaha tövbe edin ki, dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşasınız” otuzbirinci âyet-i kerîmesine dayandırılmaktadır. Bu hususta büyüklerden birine, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) “Allahü teâlâ, günahkâr kulunun tövbesini, canı gargaraya gelmeden kabul eder” hadîs-i şerîfi hakkında ne buyurursunuz? diye suâl edildi. O büyük zât da “Evet, Resûlullahın buyurduğu doğrudur. Senin mesleğin nedir?” dedi. Suâl eden, terzi olduğunu söyledi. O büyük zât; “Terzilikte en kolay olan nedir?” diye sordu. O zât “Makası alıp kumaş kesmektir” dedi. “Kaç senedir bu işi yaparsın?” sorusuna da, “Otuz senedir kumaş keserim” diye cevap verdi. “Canın gargaraya geldiği zaman kumaş kesebilir misin?” buyurdu. Adam da, “Hayır, kesemem” deyince, o büyük zât “Bir müddet zahmet çekip öğrendiğin ve otuz sene çok rahat bir şekilde yaptığın işi, o zaman yapamazsan, ömründe hiç yapmadığın tövbeyi o zaman nasıl yapabilirsin? Bugün gücün yerinde iken tövbe eyle. O zaman belki yapamazsın, gel şimdi tövbe et. Bir daha günah işleme” buyurdu. Adam da hemen tövbe edip, güzel amel sahibi Müslümanlardan oldu.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
"Borcumu ödemek nasip eyle yâ Rabbî!.." 25 Mart 2024 | 90 Okunma Dört mezhep imâmları mutlak müctehiddirler 07 Ocak 2024 | 151 Okunma Haram işlememek için camdan atlayan genç! 06 Ocak 2024 | 323 Okunma Allah'ın düşmanına yardım etmek!.. 05 Ocak 2024 | 117 Okunma Duânın kabûl olmasının şartları ve edepleri... 04 Ocak 2024 | 207 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar