Abdest ve guslün sahih olması için

Yıkaması farz olan yerde iğne ucu kadar ıslanmamış yer kalırsa, abdest sahih olmaz.​    Muîd Ahmed Efendi 39. Osmanlı Şeyhülislâmıdır. Tokat'a bağlı Kazova'da doğdu. Tahsil için...

Yıkaması farz olan yerde iğne ucu kadar ıslanmamış yer kalırsa, abdest sahih olmaz.​ 
 
Muîd Ahmed Efendi 39. Osmanlı Şeyhülislâmıdır. Tokat'a bağlı Kazova'da doğdu. Tahsil için İstanbul'a giden Ahmed Efen­di, Kınalızâde Fehmi Mehmed Efendi'den ders aldı. 1055'te (m. 1646) Şeyhülislâm­lığa getirilen Ahmed Efendi 1057'de (m. 1647 vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Tahâret, temizlik demektir. Bedenin, elbisenin ve namaz kılınacak yerin temiz olması farzdır. Hades, abdestsiz olmak demektir. Yıkaması farz olan yerde iğne ucu kadar ıslanmamış yer kalırsa, abdest sahih olmaz. Derideki mum, iç yağı, hamur, çamur, balık pulu, yağlı boya ve bunun dışında, gözün kenârında kalan kir, çapak altına su geçmez ise, abdest ve gusül sahih olmaz.
Gasl, yıkamak, su dökerek, üzerinden akıtmak demektir. Hiç olmazsa, iki damla yere damlamalıdır. Suyu yağ gibi sürmek kâfi değildir. Kar ve yaş bez, sünger sürmek, yıkamak olmaz. Abdest alırken, gözlerin, ağzın, burnun içini ve sık sakal ve pire, sinek tersi, kaş, bıyık altındaki deriyi yıkamak farz değildir. Bunların üstü yıkanır. Dirsekleri ve ayağın iki tarafındaki tümsek topuk kemiklerini yıkamak farzdır. Çıplak ayağı yıkamayıp, mesh etmek câiz değildir. Mesh, başka yerde kullanılmadık yaşlığı değdirmektir. Yaş bez, yağmur, kar sürünmesi ile de olur. Sarkan saçı değil, başı mesh etmek lâzımdır. Başı nezleli olup da, mesh zarar verirse mesh etmez.
Abdest aldığını bilip, bozduğunda şüphe eden, abdestlidir. Abdesti bozulduğunu bilip, sonra abdest aldığında şüphe eden, abdestsizdir. Bazı uzvunu yıkayıp yıkamadığında şüphe eden, vesvese edici değil ise, bu uzvu yıkar. Her zaman şüphe ediyor ise, yıkamaz. Abdest bitince şüphe ederse, yıkamaz.
Sık sakalın üstünü yıkamak farzdır. Çeneden sarkan sakalı ve sarkan saçı yıkamak farz değildir. Dudağın görünen kısmını yıkamak lâzımdır. Kabuk altındaki çıban yıkanmaz. Tırnak üzerinde kalan kına da böyledir. Dar yüzüğü oynatmak lâzımdır. Tabandaki yarığa su zarar verirse, merhemin üstü yıkanır. Buna da zarar verirse, yara mesh edilir. Bu da zarar verirse, sargı mesh edilir. Bu da zarar verirse, başka mezhep taklîd edilemez. Çünkü diğer üç mezhepte de affedilmemiştir. Zarûret olup, hepsi terk edilir. Gusülde de böyledir. Zararı olmayanı yapmak lâzımdır.
Soğuk su zarar verip, sıcak su vermezse, sıcak su ile yıkamak lâzım olur. İlaç yaranın, yarığın kenârındaki sağlam deriye aşmış ise, bunun altını yıkamak lâzım olur.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
"Borcumu ödemek nasip eyle yâ Rabbî!.." 25 Mart 2024 | 90 Okunma Dört mezhep imâmları mutlak müctehiddirler 07 Ocak 2024 | 151 Okunma Haram işlememek için camdan atlayan genç! 06 Ocak 2024 | 323 Okunma Allah'ın düşmanına yardım etmek!.. 05 Ocak 2024 | 117 Okunma Duânın kabûl olmasının şartları ve edepleri... 04 Ocak 2024 | 207 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar