“Ey Ömer, bu zât Bedir Savaşına katıldı!.."

"Cenâb-ı Hak, Bedir Savaşına katılanlar için (Ne isterseniz yapınız! Ben sizi bağışladım) buyurmuştur.”   Süleymân ibn-i Fetâ hazretleri hadîs, fıkıh ve tefsîr...

"Cenâb-ı Hak, Bedir Savaşına katılanlar için (Ne isterseniz yapınız! Ben sizi bağışladım) buyurmuştur.”
 
Süleymân ibn-i Fetâ hazretleri hadîs, fıkıh ve tefsîr âlimidir. İran’da Nehrevân’da doğdu. 493 (m. 1100)’de İran’da İsfehan’da vefât etti. “Tefsîr-ül-Kur’ân” isimli eserinde şöyle nakleder:
Hicretin sekizinci senesinde Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Mekke’yi fethe çıkacaktı. "Yâ Rabbî! Biz Mekke'ye ulaşıncaya kadar Kureyş'i gâfil eyle" diye duâ etti. Muhâcirînin büyüklerinden ve Bedir ehlinden olan Hâtıb bin Ebî Beltea “radıyallahü anh” âilesinin Mekke’de olması ve Kureyşlilerin onları gözetmelerini sağlamak maksadıyla, Kureyşlilere “Resûlullah falan gün sizin üzerinize, Mekke’ye hareket edecek” diye bir mektup yazdı ve cariyesi ile gizlice gönderdi. Cebrâîl aleyhisselâm bu durumu Resûlullaha haber verdi. Resûlullah, Hazreti Alî’yi, Zübeyr’i, Mikdâd’ı, Ammâr’ı, Talha’yı ve Ebâ Mersed’i “radıyallahü teâlâ anhüm ecmaîn” gönderdi. “Hâh bahçesine kadar gidiniz. Orada bir zayıf kadın vardır. O kadında bir mektup var. O mektûbu Hâtıb Mekkelilere gönderdi. O mektûbu alıp getirin. O kadını da salıverin. Eğer direnirse ve mektûbu vermezse boynunu vurun” buyurdu.
Gidip kadının peşinden yetiştiler. Hazreti Alî “radıyallahü anh” kılıcını çekince, kadın mektubu saçlarının arasından çıkarıp verdi.
Mektûbu Resûlullaha getirdiler. Resûlullah, Hâtıb bin Ebî Beltea’yı huzuruna çağırdı. “Niçin böyle yaptın” diye sordu. “Yâ Resûlallah! Sana îmân etdiğim günden beri, küfre dönmedim. Nasîhatini dinlediğimden beri hiç ihânette bulunmadım. Fakat âilem Kureyşlilerin arasındadır. İstedim ki Kureyşliler âilemi gözetsinler. Yoksa kesin biliyorum ki, benim mektubumdan onlara fayda gelmez” dedi.
Resûlullah onu tasdik etti. Hazreti Ömer, “Ey Allah’ın Resûlü! Bırak da şu münafığın boynunu vurayım” diye atılınca, Resûlullah efendimiz “Ey Ömer! Bu zât Bedir Savaşına katıldı. Cenâb-ı Hak, Bedir’de hazır bulunanları iltifât buyurarak: (Ne isterseniz yapınız! Ben sizi bağışladım) buyurmuştur” deyince Hazreti Ömer ağlamaya başladı. Bunun üzerine meâl-i şerîfi (Ey îmân edenler! Düşmanlarımı ve düşmanlarınızı dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar Kur’ândan size geleni inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allaha inandığınızdan dolayı, Peygamberi ve sizi yurdunuzdan [Mekke’den] çıkarıyorlardı. Eğer sizler benim yolumda ve rızâmı kazanmak için cihâda çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösterirsiniz!.. Oysa ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa artık doğru yoldan sapmış olur) olan, Mümtehîne sûresi 1'inci âyet-i kerîmesi nâzil oldu.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Dört mezhep imâmları mutlak müctehiddirler 07 Ocak 2024 | 146 Okunma Haram işlememek için camdan atlayan genç! 06 Ocak 2024 | 268 Okunma Allah'ın düşmanına yardım etmek!.. 05 Ocak 2024 | 107 Okunma Duânın kabûl olmasının şartları ve edepleri... 04 Ocak 2024 | 202 Okunma Akrabana din bilgisi öğretmeyi terk etme! 03 Ocak 2024 | 96 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar