Nefsini tanıyan Rabbini tanır.
“Sen, Allahü teâlâya karşı kulluk vazîfelerini yerine getirdiğin zaman nefsini (kendini) tanırsın..." Abdürrahmân Vâsıtî hazretleri Tasavvuf ve hadîs âlimlerindendir. 674 (m. 1275)’de...
“Sen, Allahü teâlâya karşı kulluk vazîfelerini yerine getirdiğin zaman nefsini (kendini) tanırsın..."
Abdürrahmân Vâsıtî hazretleri Tasavvuf ve hadîs âlimlerindendir. 674 (m. 1275)’de Vâsıt’ta doğdu. 744 (m. 1343)’de Bağdad’da vefât etti. Vâsıtî, “Tiryâk-ül-muhibbîn” kitabında, tasavvuf büyüklerinin hallerini, hocalarını ve talebelerini anlatmaktadır. Bu kitaptan bazı bölümler:
Seyyid Ahmed Rıfâî hazretleri buyurdu ki: “Sen, Allahü teâlâya karşı kulluk vazîfelerini yerine getirdiğin; nefsinin isteklerine uymadığın, cenâb-ı Hakkın râzı olduğu yolda yürüdüğün zaman nefsini (kendini) tanırsın. Nefsini tanıyan ise, Rabbini tanır. Büyüklerine saygı, küçüklerine şefkat ve merhamet göstermek, kötülere iyilik, iyilere daha güzel muâmele etmek, hikmet ve ilim sahibi olanların nasîhatlerini dinlemek, bayağı ve aşağı olanlarından uzak durmak, zayıf ve güçsüzlere yardım etmek, onlara sıkıntı vermemek sûretiyle insanların haklarını yerine getirdiğin zaman, kendini iyi idâre etmiş olursun. Dostlarına da iyi muâmele etmiş, Rabbini râzı etmiş olursun. Böylece insanlardan sana gelecek zararları defetmiş olursun... O zaman sen, akıllı ve hakîm (hikmet sahibi) birisi olmuş olursun... Eğer kendini bilmez ve tanımaz, insanların malına ve canına zarar verirsen, Rabbini gazaplandırmış, nefsine zulmetmiş, ahmak ve bayağı bir kimse olursun.