İnsanlık için bir manifesto

Birleşmiş Milletler’in kurumsal varlığının çöküşünü gösteren birçok olay yaşandı fakat hiçbiri o bebeğin kıyıya vuran masum bedeni, yıkıntılar arasından kan, barut...

Birleşmiş Milletler’in kurumsal varlığının çöküşünü gösteren birçok olay yaşandı fakat hiçbiri o bebeğin kıyıya vuran masum bedeni, yıkıntılar arasından kan, barut, toz bulutu içinde bakan o mazlum yavrunun bakışından daha açık bu gerçeği anlatamazdı. Onların durduğu yer insanlığın bittiği yerdir; orada ne insanlıktan ne Birleşmiş Milletler’den ne de insani yardımdan söz etmenin bir anlamı kalmıştır. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayla bu gerçeği bütün dünyanın gözüne bakarak ortaya koymuş oldu. Evet, bugün Türk devleti, ekonomik bakımdan, tabii kaynaklar bakımından, askeri yönden, toprak büyüklüğü ve daha birçok özellikleri bakımından dünyanın en güçlü, en zengin ülkesinin devleti değildir. Fakat Türkiye insanlık ahlakının temsil edildiği, insanlık değerlerinin yaşadığı ve Cumhurbaşkanı’nın bunu bir ahlak ilkesi olarak en geniş dünya forumunda ortaya koyduğu bir ülkedir.

İnsanlık sorunu

Türkiye insanlık ahlakını savunmaktadır. Yaklaşık üç milyon mülteciye kucağını açan bu büyük millet bunu yaparken dört bir taraftan saldırı altındadır. Saldırıyı yapanlar aynı zamanda bu insanları yerlerinden yurtlarından süren politikaların sahipleridir; dünya sisteminin patronları Afganistan’da ve daha birçok yerde yaptıklarıyla insanlığı ayaklar altına alan bir vahşet durumunun ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır. Bütün bu tabloyu ve müsebbiplerini görmeyerek, yok sayarak ‘Neden dünyanın bütün Müslümanları yoksulluk içindedir, savaşlarla, çatışmalarda neden Müslüman ülkelerin insanları ölmektedir; Müslüman ülkeler neden geri kalmışlığın pençesinde yaşamaktadır bunda dinin bir rolü yok mudur?’ türünden sorular soranlara, siz katilleri bir yana bırakıp cinayetin kurbanını sorgulamaya utanmıyor musunuz demenin bir anlamı olabilir mi? 
Birleşmiş Milletler’de konuşan Türk lider işte bunu yaptı; tekrar ‘Dünya beşten büyüktür’ derken sadece yaklaşık iki yüz üye devletin temsilcilerine seslenmedi; O beşliye ‘siz bu kadar büyük bir dünyanın karşısında, bütün güç bizim elimizdedir, sizin varlığınızı tanımıyoruz’ derken utanmıyor musunuz demiş oldu. Meselenin ahlaki boyutu çok önemlidir. “Cumhurbaşkanının çağrısı, BM’nin yeniden yapılanarak insanlık sorunlarına duyarsızlıktan uzaklaşan, yeni bir kurumsal kimliğe kavuşturulması çağrısıdır.”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Veda zamanı 26 Nisan 2021 | 687 Okunma Yarın ayın kaçı? 22 Nisan 2021 | 410 Okunma Sistem değişti de ne oldu! 19 Nisan 2021 | 211 Okunma Reel sektörün dinamizmine uygun para politikası 15 Nisan 2021 | 103 Okunma Karadeniz barışı 12 Nisan 2021 | 128 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar