“Uzaklaştır bu tehlikeli mahlûku!"
“Bir ara dayımın oğlu olan abimizin yanımızdan ayrılıp, aşağı dereye doğru indiğini gördük...” Çocukluğum Doğu Karadeniz’in Gürcistan sınırındaki bir dağ köyünde geçti.
Köyümüz 70-80 haneli, tipik bir Karadeniz köyüydü. Herkes hayvancılık ve çiftçilikle geçinirdi. Ekilebilen ve biçilebilen arazimiz çok azdı. Köyümüzün çevresi dağlık ve ormanlık araziyle kaplı olduğu için tarıma fazla elverişli değildi. En çok mısır, fasulye, patates soğan gibi sebzeler ekilir, elma armut, kiraz, erik gibi meyveler yetişirdi. Biz mısır ekmeğiyle büyüdük. Büyükler yaz kış bağ bahçe tarlada çalışır, biz küçükler de hayvanların peşinde dolaşır, çobanlık yapardık. Hemen hemen herkesin ineği, keçisi, koyunu, kuzusu vardı.
Ben devamlı beni çok seven ve hiç yanından ayırmayan ninemin peşinden hayvan peşinde dağda, bayırda, kırda çobanlık yapardım. Benim yaşıtım arkadaşlarım da hepsi benim gibi çobanlık yapıyorlardı.
Günümüzde yaşanmış hatıralar
25 Mart 2024 | 96 Okunma
Köyde market tavuğu mu?
05 Ocak 2024 | 140 Okunma
İlle vatan ille vatan
04 Ocak 2024 | 67 Okunma
"Köylüme selam söyle"
03 Ocak 2024 | 89 Okunma
İlaç gibi sohbet
02 Ocak 2024 | 118 Okunma
TÜM YAZILARI