Keyfimize diyecek yoktu...
“Babamın kalınca sarı kâğıda basılmış Osmanlıca büyük bir Sîretü’n-nebî kitabı vardı...” Köyümü ve çocukluğumun köyünde yaşananları ve...
“Babamın kalınca sarı kâğıda basılmış Osmanlıca büyük bir Sîretü’n-nebî kitabı vardı...”
Köyümü ve çocukluğumun köyünde yaşananları ve yaşadıklarımı anlatmaya bugün de devam ediyorum...
Misafirler geldiğinde büyük çaydanlıklarla çay yapılır, kıtlama Erzurum şekerleri tabaklara konulurdu… Evin hizmetçisi Zeki Abi, o gün çok neşeli olurdu. Bana; “Orhan, Hacı Amca löküzü yaktı. Bugün gelen çok olur. Biz de onların sayesinde çok çay içeriz” derdi.
O yıllarda çay da şeker de çok lükstü. Öyle her evde de bulunmazdı. Ancak çok kıymetli misafirlere yapılırdı. Zeki Abiyle ben de misafirlere çay, su hizmetini yaparken bu vesileyle çay içerdik. O gün Zeki Abinin de benim de keyfimize diyecek yoktu...
Hem o ilim meclisinde bulunur kafamızın aldığı kadar bir şeyler öğrenirdik hem hizmet ederdik hem de o kibar insanlar birbiriyle konuşurken hâl ve davranışlarını hürmet ve saygının nasıl olduğunu lisan-ı hâlleriyle...