İki arkadaşlık unutulmaz

“Ben bugün doksan üç yaşındayım. Bunun otuz senesi 'zor' denilen askerlikte geçti...” İnsanoğlu hayatında ne hadise ve hatıralarla yılların nasıl gelip geçtiğinin farkına varmadan bir de...

“Ben bugün doksan üç yaşındayım. Bunun otuz senesi 'zor' denilen askerlikte geçti...”
 
İnsanoğlu hayatında ne hadise ve hatıralarla yılların nasıl gelip geçtiğinin farkına varmadan bir de bakar ki son trendeyiz. Ama nefis ister ki istasyonlar bitmesin. Bu tatlı arzu, nihayet tren son düdüğünü çaldığı an son nefesle birlikte biter. Son yolculuk başlar. Zaten bu yolcuğun önü vardır ama sonu yoktur. Üç İhlas bir Fatiha inşallah hepimize nasip olur.
Ben bugün doksan üç yaşındayım. Bunun otuz senesi askerlikte geçti. Askerliğin 'zor meslek' olduğuna kaniyiz (inanırız). Askerlik öyle dendiği kadar örnek olarak bir fırıncının, bir maden işçisinin görevi kadar zor değildir. Onlara göre çok arkalarda kalır. Bir tek zorluğu, kışlaya bağlılıktır.
Bir asker orada görev yaparken bütün işi elindeki silahı milletimizin huzurunu koruyacak şekilde öğrenip, kullanmaktır. Çünkü onun huzur ve rahatının yılmaz bir bekçisidir. Hayatta iki şey unutulmaz. Biri av arkadaşlığı, ikincisi ve de en mühimi asker arkadaşlığıdır.
Askere giderken ne de olsa analar ağlar ama bir bölükten terhis olan arkadaşlarını uğurlayan arkadaşlarının gözyaşları daha da akıcıdır.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Günümüzde yaşanmış hatıralar 25 Mart 2024 | 98 Okunma Köyde market tavuğu mu? 05 Ocak 2024 | 142 Okunma İlle vatan ille vatan 04 Ocak 2024 | 68 Okunma "Köylüme selam söyle" 03 Ocak 2024 | 92 Okunma İlaç gibi sohbet 02 Ocak 2024 | 121 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar