“Elif gibi... Melek Hoca...”

“Cebimde dedelerimden kalma enam-ı şerif vardı, onun hürmetine bir şey yapamadılar!..”   Erzurum Narman ilçesinde ninem, o ziyaretimde “sana bir sır vereceğim” diyerek seferberlik zamanında...

“Cebimde dedelerimden kalma enam-ı şerif vardı, onun hürmetine bir şey yapamadılar!..”
 
Erzurum Narman ilçesinde ninem, o ziyaretimde “sana bir sır vereceğim” diyerek seferberlik zamanında yaşadığını anlatmaya devam ediyordu. Tokat ile Erzincan arasında eşkıyanın nasıl bunları çevirdiğini söyledi. Yusuf Dedem'i alıp çukura götürmüşler. İnsanın dinlerken bile tüyleri diken diken oluyor:
Eşkıya reisi; dedeni yatırmış, hançeri boynuna dayamış: "Tez mecidiyelerin yerini söyle!" diye defalarca konuşturmaya zorlamış. Yusuf Deden de; "ister kesin, ister etlerimi lime lime edin ne para, ne pul, ne de kıymetli malımız var! Yollarda ot-kök yiyerek karnımızı doyuruyoruz! Aha insanların hâli! Gizlimiz, sakımız yok! Her şey ortada…" demiş, bütün hakikati yüzlerine haykırmış. Eşkıya reisi daha da öfkelenerek; "madem paranız yok, sizin yaşamaya hakkınız da yok!" deyip bıçakla  boynunu kesmeye başlamış. Sütre arkasındakiler de bu yapılanlara dayanamamış var güçleriyle geri kaçmışlar. Bıçak, giydiği kalın sekoyu kesmiş. (Halk arasında sako da derler. Palto gibi kalın, askerî bir kaputa verilen isimdir) Ama bıçak boğazına değince bir türlü kesememiş. Eşkıya bu defa çok korkmuş! Eli ayağı birbirine dolanmış. Adamlarıyla birlikte kaçarcasına gecenin karanlığında kaybolmuşlar...
Ben kendime geldiğimde başımda “Yasin-i şerif” okurken gördüm dedeni. Bu sefer de sevincimden bayılmışım... O zamandan beri her olur olmaz durumda kendimi tutamam bayılırım...
İşte deden böyle biriydi oğul! “Kimseye anlatma” diye de sıkı sıkıya tembihlemişti bana. “Cebimde dedelerimden kalma enem (enam cüzü) vardı, onun hürmetine bir şey yapamadılar” demiş. Tabii dedene insanların bakışı çok değişmişti; ona hep “Elif Gibi” derlerdi. Kimileri de "Melek Hoca” diyordu.
Ben daha kimseye bir şey anlatmamıştım ama o zaman anlamıştım Mübareklerin o kelam-ı kibarını… Sarılıp ellerine doya doya öptüm. O hâlâ “deli çocuk, deli çocuk” diye söylenirken ben ayaklarını da öptüm. Ne güzel bir akşamdı o akşam. Sonra kulağıma eğilerek, fısıldadı:
“Biliyor musun torunlarımdan dedene en çok benzeyen de sensin. Boyun, siman, huyun hep Yusuf Deden...”
Gözlerimden yanaklarıma damlalar süzülürken içim bir hoş oldu… Aklıma gelince o sahne; hep bir hoş olurum...
Rabbim bütün okuyucularımızın geçmişlerine rahmet eylesin.
         Ragıp Karadayı-Erzurum
 
Erzurum Narman ilçesinde ninem, o ziyaretimde “sana bir sır vereceğim” diyerek seferberlik zamanında yaşadığını anlatmaya devam ediyordu. Tokat ile Erzincan arasında eşkıyanın nasıl bunları çevirdiğini söyledi. Yusuf Dedem'i alıp çukura götürmüşler. İnsanın dinlerken bile tüyleri diken diken oluyor:
Eşkıya reisi; dedeni yatırmış, hançeri boynuna dayamış: "Tez mecidiyelerin yerini söyle!" diye defalarca konuşturmaya zorlamış. Yusuf Deden de; "ister kesin, ister etlerimi lime lime edin ne para, ne pul, ne de kıymetli malımız var! Yollarda ot-kök yiyerek karnımızı doyuruyoruz! Aha insanların hâli! Gizlimiz, sakımız yok! Her şey ortada…" demiş, bütün hakikati yüzlerine haykırmış. Eşkıya reisi daha da öfkelenerek; "madem paranız yok, sizin yaşamaya hakkınız da yok!" deyip bıçakla  boynunu kesmeye başlamış. Sütre arkasındakiler de bu yapılanlara dayanamamış var güçleriyle geri kaçmışlar. Bıçak, giydiği kalın sekoyu kesmiş. (Halk arasında sako da derler. Palto gibi kalın, askerî bir kaputa verilen isimdir) Ama bıçak boğazına değince bir türlü kesememiş. Eşkıya bu defa çok korkmuş! Eli ayağı birbirine dolanmış. Adamlarıyla birlikte kaçarcasına gecenin karanlığında kaybolmuşlar...
Ben kendime geldiğimde başımda “Yasin-i şerif” okurken gördüm dedeni. Bu sefer de sevincimden bayılmışım... O zamandan beri her olur olmaz durumda kendimi tutamam bayılırım...
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Günümüzde yaşanmış hatıralar 25 Mart 2024 | 98 Okunma Köyde market tavuğu mu? 05 Ocak 2024 | 142 Okunma İlle vatan ille vatan 04 Ocak 2024 | 68 Okunma "Köylüme selam söyle" 03 Ocak 2024 | 92 Okunma İlaç gibi sohbet 02 Ocak 2024 | 121 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar