Durduk yerde karakolluk olduk!..
“Sana iyilik eden bir çocuğu nasıl tokatlarsın? Bu çocuk yere düşen cüzdanını sana verdi!..” Bundan yıllar önceydi. Eskişehir DSİ Müdürlüğü’ne tayin edilmiş genç bir...
“Sana iyilik eden bir çocuğu nasıl tokatlarsın? Bu çocuk yere düşen cüzdanını sana verdi!..”
Bundan yıllar önceydi. Eskişehir DSİ Müdürlüğü’ne tayin edilmiş genç bir mühendistim.
Bir öğleden sonraydı. Tenha bir caddede önümde bürokrat emeklisi gibi bir ihtiyar ilerliyordu. Üç-beş adım geride de 9-10 yaşlarında bir çocuk gidiyordu. O ara beklenmedik bir şey oldu. İhtiyarın cebinden, cüzdanı düştü. İhtiyar fark etmedi. Hemen ardındaki çocuk ihtiyarın cüzdanını alıp iki adımda yetişti:
-Amca cüzdanınız düştü, dedi.
İhtiyar “cüzdan” sözünü duyar duymaz, sanki çocuk, cüzdanı aşırmış da, kendisi onu yakalamış gibi elini kaldırıp çocuğun suratına bir tokat indirdi. Ben şoke oldum... Başka bir çocuk olsa, büyük bir ihtimalle o cüzdanı aldığı gibi tabana kuvvet kaçardı. İhtiyar fark etse bile yakalaması mümkün olmazdı. Böyle bir çocuk, ödül olarak şamar mı...