Zaferlerin en büyüğü...

 “Minarelerden gelen mesaj, herkes içindi. Asıl sefer, afakî âlemden enfüsi âleme olan seferdi...”    15 Temmuz olur da Ömerler olmaz mı? Aksakallı’dan gelen işaretle, canı pahasına, milleti ve...

 “Minarelerden gelen mesaj, herkes içindi. Asıl sefer, afakî âlemden enfüsi âleme olan seferdi...”
 
 15 Temmuz olur da Ömerler olmaz mı? Aksakallı’dan gelen işaretle, canı pahasına, milleti ve devleti adına okunu tereddüt etmeden atmıştı Ömer! 15 Temmuz, tarihe altın harflerle adı yazılan Ömer’le anılır olmuştu. Ey Ömer, attığın ok ne kadar halismiş! Hainlerin kalbine sapladığın okta en ufak bir eğrilik olmadığına bütün bir millet şahit olurken sen şehit olmuştun.
Hainlerin namlusundan çıkarken, otuz ihanet kurşunu;
Olmuştu vücudunda, müjde veren otuz cennet kuşu.
Bir giderken bin dirilmiştin. Sen ölürken milyonların kalbinde hayat bulmuştun. Artık bebeklerin kulağına minarelerdeki tekbirlerle adın okunuyordu. Ömerler, bundan sonra ihanete yeltenenlerin en büyük korkusu olup bir daha kimse böyle bir ihanete kalkışamayacaktı.
Minarelerden gelen mesaj, herkes içindi. Asıl sefer, afakî âlemden enfüsi âleme olan seferdi. Kutlu Nebi, bir sefer dönüşünde “Küçük harpten büyük harbe gidiyoruz” diyerek "Cihad-ı Ekber" denilen nefisle olan mücadeleyi nazara vermişti. Nefis; şeytanın, vücut ülkesindeki iş birlikçisiydi. Zaferlerin en büyüğü insanın kendisini fethedip nefsini ıslah etmesiydi.
Minarelerden ilan edilen "Bu ezanlar -ki şehadetleri dinin temeli" olan hakikat; varlığın ruhunda ve eşyanın tabiatında aklı aydınlatıp kalbi ve ruhu nurlandıran, ezelden ebede varlık âleminin en büyük gerçeğiydi. Minarelerden yükselen hakikatin telkinatıyla çıplak elle kazanılan bir destan düştü tarihe. Kıyamete uyanmak üzereyken, bütün insanlık adına bir minare gibi kıyam eden bir milletin, atâ kanunuyla kaza ve kader levhasına düşen tarihiydi 15 Temmuz…             
Milletimiz, bağrında taşıdığı hakikat nurunu tam anlamıyla fark edip asli ruhuna ve tarihteki o izzetli rolüne dönüş sinyaliyle fetretin bitişini 15 Temmuz’da ilan etmişti. Yenikapı ruhuyla insanlığın maddi ve manevi huzuruna, Sultanahmet’in şahitliğinde sevinecekti Ayasofya. Abidevi sütunlar olarak daha bir anlam kazanmıştı minareler. 15 Temmuz Destanı’na şahit olmuştu, ucu Arş'a bakan ve siyah nuru kâğıda akan kalemler…                 
             Halil Katmerlikaya-Amasya (MZFL Coğrafya Öğretmeni/MEB 2018 Öğretmenlerin Kaleminden 15 Temmuz Deneme Yarışması İl Birincisi Olan Deneme Özeti)
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Günümüzde yaşanmış hatıralar 25 Mart 2024 | 100 Okunma Köyde market tavuğu mu? 05 Ocak 2024 | 142 Okunma İlle vatan ille vatan 04 Ocak 2024 | 68 Okunma "Köylüme selam söyle" 03 Ocak 2024 | 93 Okunma İlaç gibi sohbet 02 Ocak 2024 | 121 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar