“Söyleyin kızım nerede?”
“Kızı korkup saklanmış mıydı? Gizlemişler miydi? Evin her yanına baktı, kızı evde yoktu...” Bir buçuk yaşında iken annesinin yanına bırakıp eşiyle birlikte Almanya’ya gurbete giden...
“Kızı korkup saklanmış mıydı? Gizlemişler miydi? Evin her yanına baktı, kızı evde yoktu...”
Bir buçuk yaşında iken annesinin yanına bırakıp eşiyle birlikte Almanya’ya gurbete giden Büşra Ebe şimdi izin için dönüşte kızına sağ salim kavuşmak için bildiği bütün duaları okuyor, adaklar adıyordu. Diğer yolcular da kendisi gibiydi. Hepsi çoluk çocuğunu geride bırakarak gelmişti bu umut diyarına. Onların adı artık "Almancı"ydı. Gidişleri de, gelişleri de gümrüğe-vizeye bağlıydı.
Şükür uçak o zamanlar ismi Yeşilköy olan havaalanına inmişti. Oradan taksiye binerek doğruca baba evine hareket etmiş çok şükür gelip evinin ziline yapışmıştı. Kapı açılınca, annesi bayılıp kucağına düştü...
Annesini ayıltıp kızını aramaya başladı. Kızı korkup saklanmış mıydı? Gizlemişler miydi? Evin her yanına baktı, kızı evde yoktu. Bu bir şaka olamazdı!..
Komşular eve doluşmuştu. Ama kimsenin ağzını bıçak açmıyordu.
“Kızım nerede?” diye feryadı basınca ağabeyi onu kucaklayıp:
“Bacım Allah’ın takdirine karşı gelinmez. Kızın, sen gittikten 6 ay sonra…”