Ne yalan söyleyeyim, korktum!..
“Bu olay beni çok etkilemişti. Bu olaydan kısa bir zaman sonra bir gece uykumdan uyandım...” Hiç unutmuyorum, daha 14-15 yaşlarımdayken bir arkadaşımdan dinlemiştim. Bana komşusunun ölümünü...
“Bu olay beni çok etkilemişti. Bu olaydan kısa bir zaman sonra bir gece uykumdan uyandım...”
Hiç unutmuyorum, daha 14-15 yaşlarımdayken bir arkadaşımdan dinlemiştim. Bana komşusunun ölümünü anlatmıştı. Çok enteresandı. Komşu amca gece uyumak için yatıyor… Ama o gece nasıl oluyorsa içine bir sıkıntı geliyor. Yatakta dön o yana dön bu yana bir türlü uyuyamıyor… “Bari bir duş alayım, kendime geleyim” diyerek kalkıp banyoya gidiyor. Ama banyoda düşüp kalıyor… Orada ruhunu teslim ediyor… Eskiler dermiş “iki gün yatak, üçüncü gün toprak” bir de “rahat döşeğinde ölmek” bu bile büyük nimet sayılırmış.
Arkadaşımın anlattığı bu durum beni çok etkilemişti. İnsanın "bir varmış bir yokmuş..." oluşu, hiç olmadık bir zamanda bile ölümle burun buruna yaşıyor olması ve kaza bela olmadan da ölümün gelebildiğini göstermesi bakımından ibretlik bir durumdu… Ne bileyim beni çok etkilemişti…
Bu olaydan kısa bir zaman sonra bir gece uykumdan uyandım. İçime bir sıkıntı geldi… Ben de dön o yana dön bu yana uyuyamadım. Ve nasıl olduysa hatırıma komşumun anlattığı o amca geldi. Ne yalan söyleyeyim, korktum!.. Ve ister istemez “ben de o amca gibi ölecekmişim” duygusu beynime gelip çöreklendi. Kalp atışlarım hızlandı…