Tutuklu bir yurtseverle hapishane sohbeti!
Uzun yıllardır kapısından içeri girmemiştim…Ergenekon-Balyoz kumpasları sırasında neredeyse her günümüzün geçtiği yerdi oysa… İlk kez yargılamaların cezaevi içinde...
Uzun yıllardır kapısından içeri girmemiştim…
Ergenekon-Balyoz kumpasları sırasında neredeyse her günümüzün geçtiği yerdi oysa… İlk kez yargılamaların cezaevi içinde yapıldığına burası sayesinde tanık olmuştuk! Devasa bir arazi üzerinde kocaman bir yapılaşmaydı…
Adına da “Kampüs” deniyordu, üniversite misali! Kısacık sürede kumpasların merkezi olarak yıldızlaşmıştı. O zamanki adı “Silivri” idi. Gerçekler ortaya çıktıktan, davaların FETÖ’cü savcıları ile yargıçlarının bir bölümü, bazı polis şefleri ve gazeteci kılıklı eşkıyalar yurtdışına kaçıp diğerleri aynı hapishaneye tıkıldıktan sonra adı değiştirildi “Marmara Cezaevi” oldu.
-Ama ben ve çoğu insan için adı hala Silivri’ydi!
Görmediğim yıllar boyunca gelişmiş, büyümüş, serpilmişti; cezaevi bloklarına yenileri eklenmiş, lojmanlarıyla birlikte adeta küçük bir ilçe konumuna yükselmişti! Ve ben uzun yıllar sonra yine bir yurtsever parti liderini ziyaret etmek için Silivri Cezaevi’nin kapısından giriyordum:
-Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı…