Piyasanın gerisinde kalmak pahalıdır

Olan şu; tarihsel rekorlara ulaşan enflasyona karşı Merkez Bankası “yeterince sıkıyım” iddiasında idi. Enflasyon yükselirken aynı yerde kalmak, gevşetmek demek. Şimdi kur gidiyor; bu, enflasyonu da, kaygıları da...

Olan şu; tarihsel rekorlara ulaşan enflasyona karşı Merkez Bankası “yeterince sıkıyım” iddiasında idi. Enflasyon yükselirken aynı yerde kalmak, gevşetmek demek. Şimdi kur gidiyor; bu, enflasyonu da, kaygıları da depreştiriyor. Sonuç; kur artışı mali piyasalarda orta ve uzun vadeli faizi de yukarı itiyor.

Geldiğimiz noktada; yıllık faizler yüzde 13.7’de, iki yıl yüzde 13.6’da. 5 yıllık tahviller de yüzde 13’e dayanmış durumda. Ya uzun vadeli tahviller? 10 yıllıklar da yüzde 12.25’te.

Bu, vadelere göre faiz tablosu (getiri eğrisi) bize şunu söylüyor; kısa vadede kimse Merkez Bankası’nın para politikasının “sıkı” olduğunu düşünmediği gibi, önünde sonunda yüklü biçimde faizi arttıracağını da.

Ekonomik birimleri, mali piyasaları “enflasyonda düşüşe inanmış, ikna edilmiş” bir görünüm sunması için; kısa vadeli faizin en yüksekte, uzun vadeli faizin de en düşükte olacak şekilde “tam negatif eğimli” bir getiri eğrisi görüyor olmalıydık. Şu tabloda, Merkez Bankası’nın faizi geride kaldı.

Ekim başından bu yana orta ve uzun vadeli faizlerde yükseliş başladı. O tarihe kadar Merkez Bankası’nın faizi en yüksek faiz iken, bugün en düşük faiz olarak kaldı. Hem de enflasyon görünümü bozulurken.

Geçen yıl eylül sonunda kredi notumuzun indirilmesinden birkaç gün önce faiz indiren Merkez Bankası, not düşüşü sonrasında hem döviz kuru, hem de piyasa faizleri yükselirken yine ağırdan alarak seyretmiş; kasım ayında 0.25 puanlık artışı gibi yetersiz bir faiz artırımı ve miktar sıkılaşması ile ortalama fonlama faizlerini yukarı itmeye çalışmış, sonunda Ocak 2017’de faiz artışına gitmişti. Bu yetmediği için devamında, mart ve nisan aylarında da “piyasaya yetişmeye” çalışmış, faiz artırımlarına devam etmişti. Enflasyon için değil ama mali piyasa için ne zaman denge bulundu? Mayıs artırımından sonra. Kasım-ocak arası gecikmelerle 2.5 puan, ocak-mayıs arası 1.6 puan olmak üzere fonlama faizi ortalaması toplamda 4 puandan fazla yükseltilmiş oldu. Neyin pahasıydı bu? Geç kalarak, “faizsiz çözme gayretinin” pahası.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kur, piyasa ve merkez bankası bağımsızlığı 13 Temmuz 2018 | 698 Okunma Bütçe hakkı yetim kalmasın 10 Temmuz 2018 | 312 Okunma Yolları çatallanan bahçe 06 Temmuz 2018 | 342 Okunma Seçim bitti geçim sınavı başlıyor 03 Temmuz 2018 | 279 Okunma Küresel yokuşta pahalı bir bedel 29 Haziran 2018 | 337 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar