Küresel eğilimler ve bulaşıcı kırılganlıklar

Kırılgan olarak adı çıkmış gelişen ekonomilerdeki finansal eğilimlere ilişkin tahmin yaparken olabildiğince gerçekçi olunması önemlidir. Küresel eğilimlerin olumlu olduğu dönemlerde gelişenler...

Kırılgan olarak adı çıkmış gelişen ekonomilerdeki finansal eğilimlere ilişkin tahmin yaparken olabildiğince gerçekçi olunması önemlidir. Küresel eğilimlerin olumlu olduğu dönemlerde gelişenler ortalamasından daha az yararlanırlar ve tam aksi durumdan en olumsuz şekilde etkilenirler. Bu nedenle, diğer gelişenlerden olumlu yönde ayrışmaları pek olası değildir; kısa vadede oluşabilecek aksi yöndeki görünümler yapay zorlamalardan kaynaklanmış olabilir ve kalıcı olabilme ihtimali sıfıra yakındır.

Geride bıraktığımız haftanın son iş gününde, küresel beklentiler düzelmez ve gelişenlerdeki eğilimlerde herhangi bir değişiklik yaşanmazken ülkemizin olumlu yönde ayrıştığı şeklindeki görünüm şüphe ile karşılanmalıdır; kalıcı olamama olasılığı oldukça yüksektir. Küresel eğilimlere ilişkin iyimser varsayımlar ve içerde yerleşiklerin güvensizliğini kırmaya yönelik yapay zorlamalar böyle bir görünümün ortaya çıkmasına sebep olmuş olabilir. Küresel beklentiler olumsuzlaşır ve kırılganlık daha bulaşıcı hale dönüşürken ülkemizdeki eğilimlerin aniden iyimserleşmesi, ya yapaydır veya geçici bir teknik tepkidir.

Bu hafta Para Piyasaları Kurulu toplanacak ve Ağustos ayı enflasyon rakamları sonrasında sinyalini verdiği faiz yükseliş kararını verecek. Eğer sınırlı ve tepkisel nitelikte düşük oranlı bir faiz yükselişi yapılacak ise, olumsuz eğilimlerin kontrol dışına çıkması ve beklentilerin daha da bozulması olasılığı yüksek olur; döviz kurları yeniden yükselişe geçerek sorunları iyice ağırlaştırabilir. Daha önce bir şekilde döviz kurları geriletilebilir ve küresel eğilimlere ilişkin iyimser varsayımlar ile yerleşiklerin kafaları karıştırılabilir ise, kısa vadedeki olumsuz tepkiselliğin nispeten sınırlı kalması söz konusu olabilir! Cuma günü öğleden sonra sahneye konan olumlu ayrışma senaryosu, böyle bir ihtiyaç nedeniyle sahnelenmiş olabilir! En az yüzde 5’lik bir artış yapılmaz ise kurların yeniden yükselişe geçeceği yönündeki algıları etkisiz kılmak adına, başka bir seçenek üretilemediğini düşünmek yanlış olmaz!

“Enflasyonist baskılar daha da güçlenebilir”

Küresel eğilimler ve beklentilerdeki olumsuzlaşma, hemen yukarıda kısmen özetlemeye çalıştığımız yapay zorlamayı teyit etmiyor. Önemli sayılabilecek etkin faktörler, gerek ABD Ekonomisinde ve gerek ise diğerlerinde enflasyonist baskıların daha da güçlenebileceğine ve riskten kaçınma eğilimini daha belirleyici hale getirebileceğine işaret ediyor. Başka bir deyişle, ülkemizdeki yapay zorlamada kullanılan küresel eğilimlere ilişkin iyimser varsayımın temelsiz olduğunu hesaba katmak gerekiyor.

ABD Ekonomisine ilişkin Ağustos ayı işsizlik verileri, iyi şeyler söylemiyor; ortalama ücretlerdeki artış beklenenin iki katına ulaşarak yüzde 0,4 düzeyinde gerçekleşmiş ve yıllık rakam yüzde 2,9 seviyesine sıçramış. Bu veri, dolar faizlerinin istikrarlı bir şekilde yükselmeye devam edebileceğini düşündürüyor. Ticaret savaşı cephesinde büyümesi önlenemeyen gerginlik ve İran yaptırımları da, söz konusu ülkenin enflasyonuna ek katkılar yaparak gelişenlere yönelik riskten kaçınma eğilimini çok tehlikeli olabilecek şekilde artırabilir. Faizleri yeterince yükseltmekte geç kalınması korkusunu, ciddi yan tesirlerine rağmen daha baskın hale getiriyor. Korumacılık nedeniyle küresel ticaret hacminde daralma beklenirken, petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarının bir miktar yükselmesi ve gelişen ülke paralarının değer kaybetmeye devam etmesi de olumsuzlukları azdırabilir!

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Fiyatlama davranışları ve zorunlu değişim 23 Şubat 2019 | 286 Okunma Bunalım var dengelenme yok! 16 Şubat 2019 | 276 Okunma Kredi mekanizmasi çalışmıyor ve ekonomi boğuluyor! 27 Eylül 2018 | 672 Okunma İyimser olmayı zora sokan küresel olumsuzluklar! 25 Eylül 2018 | 271 Okunma Küresel koşullar ve olumsuzlukların artan bulaşıcılığı 20 Eylül 2018 | 422 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar