Uzak durulmayan kısır çekişmeler yıkıcı oluyor!

Ramazan ayını karşılamaya hazırlandığımız bu haftanın başı itibari ile Türkiye Ekonomisine ilişkin beklentilerin, bu ayın başından bu yana hızla bozulmuş olduğu dikkat çekiyor. Baskın...

Ramazan ayını karşılamaya hazırlandığımız bu haftanın başı itibari ile Türkiye Ekonomisine ilişkin beklentilerin, bu ayın başından bu yana hızla bozulmuş olduğu dikkat çekiyor. Baskın seçim kararı sonrasındaki siyasi gelişmelerin, söz konusu olumsuzlaşmada belirleyici olduğu gözleniyor. Görmezden gelinen çıkar çatışmaları, uzlaşmazlıkları derinleştiriyor ve eğilimlerin kontrol dışına çıkması önlenemiyor.

Yaklaşık iki haftadır döviz kurları ve faizler yükseliyor, menkul ve gayrı menkul şeklindeki varlıklar değer kaybına direnmekte çok zorlanıyor; bu süreçte tüm bilançolar yıpranıyor ve beklentiler seri bir şekilde olumsuzlaşıyor. Beştepe’nin baskın seçime yönelik siyasi tercihleri ekonomi bürokrasisinin elini kolunu bağlıyor; yangına körükle gidildiği algısı güçlendikçe, olumsuz eğilimlerden oluşan kısır döngü kendi kendini besliyor.

Ne olup bittiğini ve olumsuz eğilimler üzerinde belirleyici olan temel faktörü daha iyi anlamak için, Nisan ayının son iş gününe geri dönmekte yarar var! 30 Nisan Pazartesi günü öğle saatlerine kadar her şey normalmiş gibi görünüyordu; dolar kuru 4,04 seviyesinde düşük oynaklıkla dalgalanıyor, para ve sermaye piyasaları Para Piyasaları Kurulundan çıkan faiz yükseliş kararını hazmetmeye çalışıyordu. Aynı gün öğleden sonra ise kademeli olarak ve hızlanan şekilde gelişmeler kontrol dışına çıkmaya başladı; üç önemli gelişmenin olumsuzlaşma üzerinde etkili olduğu gözlendi.

IMF’ye göre Türkiye Ekonomisinin aşırı ısınmış olduğu saptaması haber olarak devreye girdi; bu durum bir ay öncesinde açıklanan güncellenmiş tahminlerde somutlaşmıştı. Önemli bir kredi derecelendirme kurumunun, ülkemizin döviz cinsinden borçlanma notunu düşürdüğü haberi sıkıntı yarattı; aslında bunu da sürpriz saymamak gerekiyor, Türk Lirasındaki değer kayıpları ve bu riskin yönetimi konusundaki açmazların tetiklediği bir sonuç olarak görülebilir. Bu iki konu seçime giden süreçte çok dikkatli olunması gereken hassasiyetler konusuna dikkat çekiyordu; ancak Hükümetin aynı gün açıkladığı ekonomik paket kırılganlık sebebi durumundaki hassasiyetlerin üzerine gidileceğini haykırınca tüm dengeler alt üst olmaya başladı! Finansal piyasalar ile Siyasi İrade arasındaki çekişme dalgalı bir şekilde derinleşti.

Döviz kurları ve faizlerdeki yükseliş ile varlık değerlerindeki çözülme hızlanmıştı. Siyasi İrade aynı haftanın sonunda yeni bir hamle ile gerginliği tırmandırdı; konutta vergi oranı ve tapu harcı düşürülürken, kamu bankaları düşük faizle konut kredisi vermeye zorlandı. Bu koşullarda geçen haftanın ikinci iş gününde dolar kuru 4,37 düzeyini test etti, hem beklentiler hızla olumsuzlaşır oldu ve hem de diğer piyasalar sarsıldı. Aynı gün ekonomi yetkililerinin Beştepe’de toplanacağı açıklaması ile geçici bir sakinleşme yaşandı; piyasaların duymak istediği şeylerin teyit edildiği bir metin ile toplantı sonuçları kamuoyuna duyuruldu. Piyasalar, Siyasi İradenin inatlaşmaktan uzak duracağı algısı ile faizlerin sertçe yükseltilmesini beklemeye ve buna uygun fiyatlama yapmaya yöneldi; fakat daha sonra gelen söylemler fiili durumun böyle olmadığını açığa çıkarınca dolar kuru haftanın son iş gününde yeniden 4,30 düzeyinin üzerine tırmandı, faizler de yükseliş eğilimini sürdürdü.

Türkiye Ekonomisinin aşırı kırılgan olduğu, ne döviz kurunda ve nede faizlerde kalıcı yükselişlere tahammülü olmadığı biliniyor. Fakat yaşanan çekişme nedeniyle, hem döviz kurları ve hem de faizler yıkıcı olabilecek şekilde yükseliyor! Beklentiler olumsuzlaşırken bilançolar yıpranıyor, artmaya başlayan borç yapılandırma talepleri finansal yapıyı yıpratıyor ve ülkemizin risk primini yükseltiyor. Gerginliğin tarafları ise birbirlerini suçluyor, seçim sonrasında yaşanacaklar ise pek hesaba katılmıyor!

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Fiyatlama davranışları ve zorunlu değişim 23 Şubat 2019 | 286 Okunma Bunalım var dengelenme yok! 16 Şubat 2019 | 276 Okunma Kredi mekanizmasi çalışmıyor ve ekonomi boğuluyor! 27 Eylül 2018 | 672 Okunma İyimser olmayı zora sokan küresel olumsuzluklar! 25 Eylül 2018 | 271 Okunma Küresel koşullar ve olumsuzlukların artan bulaşıcılığı 20 Eylül 2018 | 422 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar