AB’ye 'farklı' bakıyorum!

Uluslararası ilişkilerde, diplomaside ve dış ticarette ülkelerin karşılıklı yararları esastır. İdeolojik ve/veya duygusal yaklaşımlar aklın yerini almamalıdır. AB konusuna da böyle yaklaşmamız...

Uluslararası ilişkilerde, diplomaside ve dış ticarette ülkelerin karşılıklı yararları esastır. İdeolojik ve/veya duygusal yaklaşımlar aklın yerini almamalıdır.

AB konusuna da böyle yaklaşmamız gerektiğini düşünüyorum.

Türkiye’nin AB’ye tam ve eşit üye olmayacağı-olamayacağı artık tamamıyla anlaşıldı.

AB’nin ucu açık vadesi belirsiz bir süre sonunda Türkiye’yi üyeliğe kabulü halinde bile üye ülkeler “isterlerse” Türklerin serbest dolaşımına izin verecekler, kurulacak AB ordusunda Türkiye’nin yeri olmayacak vb. şeklindeki -garip ve 2. sınıf- bir üyelik tarifinin de kabul edilebilir ve ciddiye alınabilir hiçbir yönü yoktur.

Öyleyse yapılması gereken şey bu samimiyetsiz-maskeli baloyu sona erdirmek.

Türkiye ve AB arasında başta ekonomi-turizm ve yatırımlar olmak üzere, özel bir statü ile dengeli yeni bir anlaşmaya varmak. AB ve Türkiye, birbirlerinin içişlerine karışmadan ve saygı göstererek, Gümrük Birliği'ni güncellemeli ve aleyhe işleyen (örneğin 3. ülkelerle ticaret gibi) maddeleri yeniden düzenlemelidirler.

Benim AB’ye daha farklı bakışımın esas nedeni, AB’nin bugün ABD’yle yaşadığı ve yaşayacağı çelişkilerdir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ulusal üretim olmazsa işsizlik bitmez 13 Temmuz 2021 | 88 Okunma Söylesem tesiri yok,sussam gönül razı değil! 06 Nisan 2021 | 18 Okunma Akıncı’ya en iyi cevap, ‘İlhak ve İltihak’! 15 Ekim 2019 | 297 Okunma Yeşil pasaport popülizmi! 10 Ekim 2019 | 286 Okunma Zam, zam, zam... Ucuzluk ne zaman? 08 Ekim 2019 | 376 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar