Kutsal Kitap Raflarda, Vicdanlar Yerde
Bu ülkenin kimliğinde “din” hanesine İslam yazıyor.Ama yaşananlara baktığında, insan kendi kendine sormadan edemiyor:Bu mu İslam? Bu mu Müslüman toplum?Kuran-ı Kerim, “rehber” olsun diye gönderildi.Yol...
Bu ülkenin kimliğinde “din” hanesine İslam yazıyor.
Ama yaşananlara baktığında, insan kendi kendine sormadan edemiyor:
Bu mu İslam? Bu mu Müslüman toplum?
Kuran-ı Kerim, “rehber” olsun diye gönderildi.
Yol göstersin, karanlığa düşeni aydınlığa çıkarsın diye…
Ama belli ki okuyan anlamıyor, anlayan da yaşamıyor.
Bir tarafta camiden çıkıp yetimin hakkını yiyen,
diğer tarafta alnı secdede ama kalbi taş kesilmiş insanlar…
Küçücük çocuklar istismar ediliyor, Kadınlar katlediliyor,
Aileler dağılıyor, Uyuşturucu 9 yaşındaki çocuğun cebinde…
Trafikte sabrı kalmamış, öfkeyle büyüyen bir toplum olmuşuz.
Bir saniye geç kalksan kornaya basıyor,
bir dakika fazla beklesen hakaret yağdırıyor.
Nedir bu acele? Cennete mi gidiyorsun yoksa öfkenin cehennemine mi?
Kadın-erkek ilişkilerinde ahlak yerle bir.
“Gayri ahlaki yaşamak” özgürlük olmuş,
“namus” demek çağ dışı sayılıyor artık.
Anneler evlatlarına sevgiyi öğretemiyor,
çocuklar da anne-babasına saygıyı…
Bir evin içinde bile rahmet kalmamış,
nasıl olur da “dindar nesil yetiştiriyoruz” diyebiliriz?
Bu toplumun hastalığı imansızlık değil, riyakârlık.
Dilinde “Allah” var ama kalbinde kibir,
dudağında dua var ama elinde haram,
gözyaşıyla süslenmiş duaların arkasında yalan dolan var.
İslam, sadece namaz kılmak, oruç tutmak,
umreye gitmek, başörtüsü takmak değildir.
İslam; kul hakkıdır, vicdandır, adalettir, sabırdır.
Ama biz Kuran’ı bir “mushaf” olarak öpüp rafa kaldırdık,
hayatımıza indirmedik.
Rehberi rafta olan toplumun rotası da şaşar elbet.