Barışa Giden Yol: Türkiye'nin Diplomatik Gücü

Son yıllarda dünya, Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışmanın etkisiyle sarsılmaya devam ediyor. Bu savaş, sadece iki ülkeyi değil, küresel dengeyi de tehdit ederken, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'nın...

Son yıllarda dünya, Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışmanın etkisiyle sarsılmaya devam ediyor. Bu savaş, sadece iki ülkeyi değil, küresel dengeyi de tehdit ederken, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'nın güvenlik politikalarını yeniden şekillendiriyor. Ancak, tüm bu karamsar tabloya rağmen, bir umut ışığı var: Türkiye.

Ukrayna lideri, Rusya lideri ve ABD başkanı, barış görüşmeleri için Türkiye'ye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yüz yüze görüşmeye gelmeye hazırlanıyor. Bu gelişme, dünya çapında büyük bir merakla bekleniyor. Çünkü, bu üç ülkenin liderlerinin aynı masada oturması, sadece bölgedeki değil, tüm dünyadaki siyasi dengeleri yeniden şekillendirebilir.

Türkiye, coğrafi konumu, tarihsel bağları ve stratejik ilişkileriyle, son yıllarda dünya diplomasi sahnesinde giderek daha önemli bir aktör haline geldi. Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışma başladığından beri, Türkiye'nin gösterdiği tarafsızlık ve arabuluculuk çabaları hem Kiev hem de Moskova tarafından dikkate alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki taraf arasında bir denge unsuru olarak hareket etmeyi başardı. İstanbul’da yapılan tahıl anlaşması ve Rusya-Ukrayna savaşındaki ara buluculuk girişimleri, Türkiye'nin diplomatik becerisinin somut örnekleri.

Şimdi, dünya barışına yön verebilecek bir başka fırsat kapıda. Ukrayna, Rusya ve ABD’nin liderleriyle yapılacak görüşmeler, yalnızca bölgesel bir çözüm değil, küresel barış için bir dönüm noktası olabilir.

Bu görüşmelerin başarısı, hiç kuşkusuz zor bir dengeyi gerektirecek. Ukrayna, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını savunmaya devam ediyor. Rusya ise Ukrayna'daki hedeflerinden taviz vermeye pek niyetli görünmüyor. Türkiye, bu görüşmelere ev sahipliği yaparken, her iki tarafı da ikna etmekte ve bir ortak paydada buluşturmakta kilit rol durumunda. Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye, hem Ukrayna’nın bağımsızlık mücadelesine saygı göstermeli hem de Rusya ile olan stratejik ilişkilerinden ödün vermemelidir. Aynı zamanda, ABD ile olan müttefiklik ilişkilerini de göz önünde bulundurmalı ve tüm taraflar için dengeyi sağlayabilmelidir.

Türkiye’nin bu zirvedeki rolü sadece arabuluculukla sınırlı kalmayacak. Türkiye'nin liderliği, bir barış sürecinin en önemli direği haline gelebilir. Bu zor görevde her üç ülkenin de çıkarlarını dengede tutarak, Türkiye'nin diplomasisi ve Erdoğan'ın kararlı liderliği, barışa giden yolun anahtarı olabilir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kadın Konuşursa Türkiye Değişir 04 Aralık 2025 | 2.312 Okunma CHP’de “Başkanlık” tabelası 01 Aralık 2025 | 2.372 Okunma Örtü Var, Ahlâk Yoksa… O Örtü Siyasetin Dekoru Olmaktan Öteye Gitmez! 27 Kasım 2025 | 1.908 Okunma BÜLENT ARINÇ: DEVLETİN OMZUNA YÜK OLAN SİYASİ ÇELİŞKİ MAKİNESİ 24 Kasım 2025 | 2.129 Okunma Devlet Aklı Uyarıyor: AK Parti İçindeki Kripto Yapılar Stratejik Güvenlik Açığıdır 20 Kasım 2025 | 3.972 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar