Saraylı üniversiteler

Üniversitelerde KHK kararıyla rektörlük seçimleri kaldırıldı ya, şimdiYÖK fellik fellik ilanla rektör arıyor 19 üniversite için… Aslına bakılırsa eskiden de ortada seçim meçim yoktu....

Üniversitelerde KHK kararıyla rektörlük seçimleri kaldırıldı ya, şimdiYÖK fellik fellik ilanla rektör arıyor 19 üniversite için… 
Aslına bakılırsa eskiden de ortada seçim meçim yoktu. 12 Eylül’ün otoriter iradesince getirilen uygulamayla üniversite bünyesinde nabız yoklaması nev’inden bir oylama yapılmaktaydı. Orada şekillenen sıralama, YÖK tarafından “görülen lüzum” doğrultusunda yeniden tanzim ediliyor ve cumhurbaşkanının “tensip”lerine sunulan üç isimden biri (birincisi değil) rektör atanıyordu. 
Dolayısıyla esasen dostlar alışverişte görsün tarzı bir sözde seçimdi mevzubahis olan. Devlet çoğu zaman yine bildiğini okuyordu. 
Bu bakımdan önceki uygulama ile şimdiki KHK arasında sadece derece farkı olduğu söylenebilir. Önceki de insafsızdı, budaha da insafsız. Önceki de üniversitenin kurumsal özerkliğini hiçe sayıyordu, budaha da hiçe saymakta. Önceki de öğretim üyesinin mesleki kimlik ve saygınlığını sıfırlamaktaydı, bu sıfırın altına indirmekte. 
Fakat olup bitenin en saçma ve komik yanı, alınan karara gerekçe olarak gösterilen “sorun”… 
Deniyor ki üniversitelerde rektör tercihini belirleme yolunda yapılan seçimler, öğretim üyeleri arasında kliklere, gruplaşmalara, saflaşmalara neden oluyor ve huzurlu bir akademik ortam bırakmıyormuş. 
Dolayısıyla da bunun üstesinden gelmek bir “devlet borcu” telakki edildi! O yüzden de “Devlet Baba”, kendi kendilerine yönetici belirleme olgunluğunda olmayan hocaların birbirine düşmesini önleme sorumluluğuyla hareket ederek karara vardı: Rektörleri cumhurbaşkanı belirleyecek!.. 
Bu, “paternalizm”dir ve bunun olduğu yerde de üniversitenin olmaması, olmasından çok daha iyidir. 
Dolayısıyla Boğaziçi’nde 403 öğretim üyesinin 348’inin tercihine mazhar olup yüzde 86 oyla rekor kıran, yani hemen hiçbir klikleşmeye mahal bırakmayacak bir kabul gören Prof. Gülay Barbarosoğlu, dinbaz siyasal iradenin reddiyesiyle karşı karşıya kalınca en doğrusunu yapmış 40 yıllık akademik hayatını noktalama kararı almıştır. 
Böyle üniversite de olmaz, üniversiteli de olunamaz çünkü. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kalacak bir türkü söyler gideriz 10 Eylül 2018 | 3.891 Okunma Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın! 05 Eylül 2018 | 3.534 Okunma Betona tapanların mabedi yapıldı 03 Eylül 2018 | 3.671 Okunma Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri 20 Ağustos 2018 | 154 Okunma ‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu! 15 Ağustos 2018 | 2.554 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar