Rasim, ‘neskafe’ olma!

2012 yılında kaleme aldığım bir yazıda Rasim Ozan Kütahyalı’nın “görsel kitle kültürü” evrenimizde yükselen performansı karşısında onu “Entelektüel bir şaka” olarak...

2012 yılında kaleme aldığım bir yazıda Rasim Ozan Kütahyalı’nın “görsel kitle kültürü” evrenimizde yükselen performansı karşısında onu “Entelektüel bir şaka” olarak tanımlayıp önünde selâm durmuştum.

Onunla hiç karşılaşmadık, ama kendisine yönelik yaptığım çözümlemeleri olgunlukla gayet “medeni” karşıladığını söyleyebilirim. Verdiği bir röportajda da beni eserlerimden tanıdığını, kendisiyle ilgili tenkit ve tespitlerime saygı duyduğunu ifade etmiştir.

Ben de ona “sempatik” bakmaktan yanayım.

Rasim, Sabah’ta kaleme aldığı son iki yazıyı benim görüşlerime hasretti. Ama ne hasretme! Bir an “entelektüel şaka”lığın bu kadarı da olmaz diye isyan ettim!..

Özetle, Şerif Mardin’in 1989’da yazdığı bir makalede yer alan, “Türkiye gelecekte biri İslami diğeri seküler iki ‘ulus’a bölünebilir” öngörüsüne 2013 Gezi olaylarından bu yana AKP’nin dinbaz-politik tasarruflarıyla ilişkili olarak “güncellik” kazandırmama karşı çıkıyor.

Hele ki 16 Nisan referandumu sonrasında toplumun “Evet-Hayır” şeklinde neredeyse tam ortasından ikiye ayrılmasını böylesi bir kültürel (“laik” ve “İslami”) kutuplaşmanın iyice kristalleşmesine işaret saymamı baştan sona yanlış buluyor.

Olabilir. Sosyal-beşeri alanda “mutlak doğru” diye bir şey yok; her söz, fikir, tez göreli ve tartışmaya açık.

Ama ilginçtir, Rasim bana bunu yaparken kendisi gibi Sabah’ta yazan ve yerlere göklere sığdıramadığı Şükrü Hanioğlu’nun da aynen benim gibi “seküler” ve “İslami” yaşam tarzları üzerinden bir kutuplaşmadan bahsetmesine ancak hafiften vurgu yapıyor. “Orantısız güç” kullanıp “Şükrü Hoca”sını korumaya alırken “Tayfun Hoca”sını hedef tahtasına art arda iki yazı boyunca oturtmuş.

Adeta “Vur abalıya, Cumhuriyet’te yazmıyor mu zaten” diye düşündürürcesine!..

Buna da eyvallah da beni yanlışlamaya yoğunlaştığı ikinci yazıya öyle bir başlık atmış ki (“Kutuplaşma değil, kültürel melezleşme yaşanıyor”), yanlışlık bende mi, onda mı demekten alamadım kendimi!..

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kalacak bir türkü söyler gideriz 10 Eylül 2018 | 3.889 Okunma Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın! 05 Eylül 2018 | 3.532 Okunma Betona tapanların mabedi yapıldı 03 Eylül 2018 | 3.671 Okunma Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri 20 Ağustos 2018 | 153 Okunma ‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu! 15 Ağustos 2018 | 2.553 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar