Diyanet ne diyor?
DİYANET İşleri Başkanlığı ‘güncelleme’ kavramını dini söyleme dâhil etti. Bu sahada İslam düşüncesindeki asıl kavram ‘tecdit’ yani ‘yenileme’ olduğu halde, demek ki...
DİYANET İşleri Başkanlığı ‘güncelleme’ kavramını dini söyleme dâhil etti. Bu sahada İslam düşüncesindeki asıl kavram ‘tecdit’ yani ‘yenileme’ olduğu halde, demek ki artık ‘güncelleme’ de denilebilecek.
Diyanetin tanımı “bazı fıkhî hükümleri, değişen şartlara göre güncellemek”tir.
İl Müftüleri toplantısı sonunda Başkan Prof. Ali Erbaş’ın açıkladığı ‘sonuç bildirisi’ne prensip olarak katılıyorum fakat bazı ifadelere dikkat çekmek ve eleştirilerimi de yazmak istiyorum.
EN ÖNEMLİSİ HOŞGÖRÜ
Bildiride “bugün Müslümanların en temel sorunu parçalanmışlıktır” deniliyor ve “emperyalist müdahalelere” dikkat çekiliyor. Doğru ve fakat tarihte, Müslümanların güçlü olduğu zamanlarda da ’parçalanmışlık’, mesela mezhep çatışmaları yok muydu? Cemel ve Sıffin’de yetmiş bin Müslüman birbirlerini öldürmedi mi?
Farklılıkların çatışmaya dönüşmesi felaketini ‘emperyalizim’e bağlamadan önce Müslümanlar arasındaki ‘hoşgörü’ eksikliğine dikkat çekmek gerekirdi, diye düşünüyorum.
Özgürlük ve demokrasinin olduğu gibi, farklı dini anlayışlara bağlı insanların barış içinde yaşaması da ‘hoşgörü’nün varlığına bağlıdır.